Temmuz 2011

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Temmuz 2011

Kumaştan Tomurcuk Gül Yapımı {Püf Noktaları ve Mini Slayt}

Aslında bu konu ile ilgili çok fazla yazıldı, çizildi, videolar paylaşıldı. Sanırım el işleri konusunda üzerinde en çok yazılan konulardan biri kumaştan gül yapımı oldu. Birden fazla yöntem bulunmakla beraber çok değişik çiçek yapılış şekilleri var. Herkes kendine göre en uygun olan yöntemi deneye yanıla buluyor. Ben de bu konu ile ilgili bulduğum her kaynağı inceledim. Yaptıklarım diğerlerinden çok çok farklı değil ama yine de bu konu ile ilgili çok soru aldığım için gecikmeli de olsa kumaştan gülleri nasıl yaptığımı anlatmak istiyorum. “Hele şükür” dediğinizi duyar gibiyim :) Fotoğraflardan mini bir slayt düzenledim, yine çoook içime sinmese de size fikir vermesi adına ekliyorum; ben çünkü eşime ne kadar yakından çekmesini söylesem de sonuç hayal kırıklığı oldu :) Sonunda beni gülleri yapamamakla suçladı, o yüzden fotoğraflar benim istediğim gibi olmamış, bak sen :p Kumaş gül yapmak için ihtiyacımız olan şeylerden birincisi kumaş, ikincisi el yatkınlığı :) Kumaşı bulduktan sonra el yatkınlığı…

Bir Gün Çocuğum Olursa…

İpe dizilmiş bu sevimli giysilerden onun da odasına asacağım; kız ya da erkek fark etmez ama kız olursa biliyorum; çok süslü etekler, elbiseler olacak orada :) Şimdiki anne adaylarına ve zamanı geldiğinde kendime güzel fikirler verir umarım… Siteyi mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim; içeride birbirinden yaratıcı esin kaynakları var. Hatta süslemenin yapılış aşamalarına da buradan ulaşabilirsiniz ;)

Bi’ Merak

Anlatayım; 08.30-18.00 arası çalıştığım tam zamanlı bir işim var. Cumartesi-Pazar günleri hariç haftanın beş günü işyerinde sürekli bilgisayar başında kafa patlatırım. Daimi olarak monitöre yakın yaşayanlardanım dediysem ne yazık ki bu istediğim her an internete girebileceğim anlamına gelmez. Çalıştığım firmanın kuralları kapsamında internete girmek yasak. Doğru duydunuz. Google’ ın ana sayfası ve işle ilgili birkaç site hariç hiçbir link uzantısı çalışmaz, denemelerinizde karşınıza çıkan renkli uyarılarla acı gerçeği derinlemesine anlarsınız :) Yani, ben çalışırken biraz mola deyip sevdiğim hiçbir blogu okuyamam, işlerimi bitirdiğimde özel maillerimi kontrol edemem, hiçbirinizin Twitter muhabbetlerine ortak olamam, sanal gezintilere çıkamam. İlk başlarda fazlasıyla koydu (argo oldu ama bu kelimeden daha iyi bir kelime yoktu durumu anlatabilmem için) 9 aydır böyle yaşıyorum, henüz ölmedim :)) Şirket kuralları işte; uymaktan başka çözüm yok. Birkaç kendini bilmezin yüzünden yasaklanmış zamanında. Hak veririm, yönetim de çalışma düzenini bir sisteme oturtmak zorunda. Yalnız bir taraftan da üzülürüm, kurunun yanında yaş…

Bugün Yemek Yok

İzmir’ e gittiğim zaman Kemeraltı’ nda dikkatimi çeken mutfak önlükleri üzerlerindeki çarpıcı mesajlarla beni benden aldı ve içlerinden kendimce en esprili bulduğum bir tanesini kaptım; “Bugün Yemek Yok” Normalde yemek yaparken mutfak önlüğü kullanma alışkanlığım yoktur; bu önlüğü sadece yemeğe çağırdığım misafirlere muziplik olsun diye ve tabii öncesinde birkaç komik fotoğrafla sizi güldüreyim diye aldım :))

Fotoğraflarla Geçtiğimiz Pazar

2 haftada 3 kilo vermiş eşim – sakın inanmayın; Dumanı üzerinde közde mısırlar – ımmmm, nefiss; Anadolu Yakası’ na minik bir deniz yolculuğu – rüzgarlı ve sallantılı; Denizde renkli balonlar – neşeli; Üsküdar’ da gün batımı – yanında içilemeyen çay; Kız Kulesi – tüm görkemiyle; Kız Kulesi ve sevgilinin eli – favorim; Sevgili – beni düşünüyor; Fiyonklu tacıma biraz ürkek bakışlar; Fiyonklu tacımla beni görmeyenler; buraya ;)

Maydanoz… Alır mıydınız?

Maydanoz… Barbunya pilaki üzerinde enfes olur. Hayatımın göbeğinde değil ama… Her lafın ortasında, alakalı-alakasız konuşan, üzerine vazife olmayan şeyleri kurcalayan, hayatımızın yeşillikleri onlar… Yürüyen, konuşan, elleri, ayakları olan, espri yapan – yaptığını sanan – maydanozlar onlar… Günde kaç bardak su içmemiz gerektiğini onlar bilir. “Kilo almışsın” diyorsa sana, almışsındır; uzatma :) Beş dakika önce tuvalete girmiş olman, aradan bir saat geçene kadar tekrar girmeyeceğin anlamına gelir. Sana ne arkadaşım; belki ben si-dik-li-yim :)) Elini yıkadığında kurulamak için bir adet peçete kullanman yeterlidir, ikincisi gereksizdir. Hem unuttun mu; peçetelerin içinde şu sevimli fillerden vardı; ıslaklığı yüzde bilmem kaç içine hapsediyordu :))) Düşünceli bir haldeysen mutlaka moralin bozuktur. “Canın mı sıkılıyor?” “Sıkılıyor, değil mi? Sıkılıyoooorrr” :)) Puanlı elbisenizin üzerinizde nasıl durduğunu ona sormuş muydunuz peki? En beklenmedik anlarda değişik çıkışları vardır canlı maydanozların; hayretler içinde bırakırlar karşısındakini. Bu cesareti de nerden alırlar, bilinmez… Maydanoz faydalı bir bitki dediler diye mi acaba sarfettikleri…

Kot Pantolon Paçasından Bilekliğe Dönüşüm

Yine geçtiğimiz haftasonu üzerinde çalıştığım eski giysilerimden biri; Bu seferki dönüşüm projesinin başrol oyuncusu; uzun gelen beyaz kot pantolonum (şu sıcak yaz günlerinde kurtarıcı bir renk olan beyaz hele hele pantolon giymek istediğimizde en çok rağbet gören seçenek olmalı) Vakti geldi de geçiyor diyerek makas hazır elimdeyken ucundan pantolonuma da dokundurdum *-* Başarısız olmadığımı görmek ayrı bir keyiflendirdi beni. Tam o esnada, paçalardan arta kalan kot parçaları aklıma cin bir fikir getirdi. Sanırım iki sene kadar önce buna benzer bir çalışmayı yabancı bir blogda görmüştüm, sitenin linkini anımsayamıyorum, not almamıştım. Blog yazarı gömleğin bilek kısımlarını düşürüp uçlarına dantel ekleyerek bileklik yapıyordu. Benimkiler de pantolon paçasından oldu :) Paça kısımları zaten düğmeli olduğundan ekmeğime bal sürdü. Bana düşen görev, bileklerime uygun olarak paçaların genişliğini ayarlamak ve birkaç rötuş yapmak oldu. Oldukça basit olmakla beraber paçalar da böylelikle değerlendirilmiş oldu ;) İşte sonuç; Daha önce paylaştığım elbiseden etek dönüşümü yazım için buraya,…

Elbiseden Eteğe Dönüşüm

Geçen yaz Beşiktaş Çarşısı’ nda uzun bir elbise beğenip almıştım. Fiyatı 10 TL idi. Kabine girip giy-çıkar yapabilmek için yeterli zamanım olmadığından aynanın önünde elbiseyi sağa sola çekiştirip “Aman zaten standart bedenmiş” diyerek poşete attığım giysilerden biri olur kendisi. Aynı zamanda eve gelip de denediğimde pek de umduğum sonucu bulamadığım, buna bir hal çare bulunur diyerek dolabımda özenle sakladığım bir parçadır; öyle ki bakın bir sene olmuş *-* Elbise, boyundan bağlamalı, göğüs altından bollaşan, uzun, hatta bana göre çok uzun bir model-di :) Yazları bu tarz kıyafetler işe giderken tercihim oluyor; çünkü elbise giyeceğim günler yataktan 5 ila 10 dakika daha geç kalksam da işe zamanında yetişebiliyorum :)) Kombinlemesi öyle kolay ki; düşüneceğiniz tek şey birkaç parça aksesuar, ayakkabı-çanta oluyor… Hatta şunu da itiraf edeyim yeri gelmişken; işe gideceğim bir yaz sabahı uyuyakalmışsam, dolabımda elimi attığım ilk şey bu elbiseler oluyor – hişşt, aramızda ;)) Elbisenin göğüs altından bollaştığını söylemiştim,…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme