Aralık 2011

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Aralık 2011

Sıra Sıra Şişeler ve Rengârenk Ponponlar

Meyveli sodalar mümkün olan en kısa sürede tüketilir… Şişe sayısı neredeyse 30′ a ulaştığında rutin bir hâl alan biriktirme işlemi sona erdirilir… Boş şişeler sıcak su içine batırılır, bir süre bekletilir, sonra etiketli yüzeyleri ovulur… Ardından bulaşık makinesine atılır ve gıcır gıcır cam şişelere kavuşulur… Bir Pazar sabahı erkenden uyanılır… Büyük bir çatal yardımı ile elde olan yün iplerden renk renk ponponlar yapılır… Çöp şiş çubuklarına silikonla yapıştırılan ponponlar kendilerini heyecanla bekleyen şişelere kavuştuğunda görüntü tam seyirlik, hatta bol bol fotoğraf çekmelik olur… Objektife poz verme işleri bitince de tüm ponponlu şişeler kitaplığı renklendirirler… Ponponsuz kalan şişeler ise başka plânlar için beklemeye alınırlar… :)

Dikkat! Bu Ormanda Ateş Yakılmaz :)

Görselini daha önce burada paylaştığım sevimli ağaçlar haftasonu ilhamım oldu. Hatta bu uğurda parmağımı doğradığımı biliyorsunuz :) Peki, poliklinikte pansuman yapan bayanın parmağımı neyle kestiğimi sorduğunda “Döner bıçak” cevabım karşısında döner bıçağı olduğunu sanarak beni devlet hastahanesine yönlendirmeye çalıştığını biliyor muydunuz? :)) Öyle bir gözleri açıldı ki şaşkınlıktan; canım acırken kahkahayı basacaktım. Boyum kadar döner bıçağı ile ne işim olacaksa :)) Gerçi hata bende; doktor ne anlasın dikişçinin makasından :) Parmağımın katili işte bu kumaştı; işime yarar düşüncesi ile zamanında annemin kare örtü diye verdiği, benim de kenarındaki çamaşır suyu lekesini fark edince kesilecek kumaşlar arasına aldığım ve her zamanki gibi sonra unuttuğum bir parça… Kumaşı bulur bulmaz onlardan yapacağım ağaçların hayali ile hemen boş makaralara bakınmaya başladım dikiş makinesinin yanındaki kutunun içinde – lâkin o ağaçların gövdeleri birer boş makaradan ibaret *-* Beyaz olanlar boyanırsa daha gerçekçi sonuç verebilir – ancak ona vaktim ve sabrım yoktu, artı boyam da…

Örgü Kordondan Çiçek Broş

Örgü kordon harikalarını paylaştıktan sonra azmedip bir kordon daha ördüm *-* Fiyonk kolyeden sonra bu kez kordondan bir çiçek yaptım ve göbek kısmını ponponla tamamladım. Broş mu olsun, kolye mi olsun diye düşünürken; broşta karar kaldım ancak arzu edilirse zincir takılıp kolye olarak da kullanılabilir…

Kaldı mı Elimde Yıldızlar?!

Çekiliş duyurumun yazısını hazırlamışım, fotoğraflarını çekmişim, hatta bir kısmını düzenlemişim… Şöyle bir tozunu alıp yayınlayacağım hemencik… Fakat, o da ne? İki hafta önce çektiğim fotoğraflar yok! Hem de düzenlenmiş olanlar!! İş mi bu şimdi?! Yok canımm, silmiş olamam… Silmemeliyim… İnsan yayınlamadan üzerinde o kadar uğraştığı fotoğrafları siler mi hiç canım? Silmez, değil mi? Sil-mi-şim! Hafızası yetmeyen bu eski bilgisayarda yeni fotoğraflara yer açmak için silmişim! Şu an kendimi ödevini özene bezene hazırlamış, ancak teslim etmesine saatler kala bir talihsizlik sonucu sonsuzluğa gömmüş bahtsız bir öğrenci gibi hissediyorum… Ahhh, ahhh! Rahmetli babam çizgili kağıda inci gibi yazımla yazdığım şiirin üzerine bir bardak suyu devirdiğinde de aynı şeyleri hissetmiştim sanki… O zaman ağlamıştım gerçi :) İlkokuldaydım ama canımm :)) Şimdi mi? Yoook, ağlamıyorum şimdi… Sadece elimde kalan iki adet hediyenin fotoğrafına bakıp kendimi avutuyorum :)) Ve gün ışığını yakalayıp da, konsepte uygun diktiğim yastığın, diğer süslerin fotoğrafını nasıl tekrar çekebileceğimi düşünüyorum -…

Haftabaşı {Parmağımı Geri İstiyorum}

Öncelikle doğum günü tebrikleriniz için çok teşekkür ederim; güzel dileklerinizle beni çok mutlu ettiniz :) Henüz yorumlarınıza birebir dönmeye fırsat bulamadım; ağır-aksak çalışan dokuz parmağım, diğer bir parmak için ağıtlar yakarken çekiliş duyurumu yapmaya bile yetişemedim… Haftasonundan bir kare buraya eşlik ededursun, ben kalan parmaklarımla işleri halledip geleyim :) Herkese iyi haftalar, sağlık-sıhhat dolu günler dilerim…

Evet, Doğum Günümdü…

Sessiz ve sakince 29 yılı geride bıraktım bugün… {Aslında pek sessiz değil, gün bitiminde parmağımı doğradım şu döner bıçakla – canım öyle yanıyor ki} Artık “30 yaşındayım” mı demeliyim? Yoksa yaş 30 önümüzdeki senenin hakkı mı? :) Kayda değer paylaşacak fotoğrafım yok ne yazık ki… Günün anlam ve önemine uygun 2007 yılındaki doğum günümden arşivde bulduğum karman-çorman bir fotoğrafım eşlik etsin temsili olarak buraya… İyi ki doğdum, iyi ki yaşıyorum; sağlıkla-huzurla-mutlulukla hep beraber nice nice yıllara…

Evde Yapılabilecek Yılbaşı Süsleri – Renkli Olanlarından :)

Yılbaşı süslemelerinde genelde kırmızı, gümüş, altın gibi göz alıcı renkler tercih edilse bile renkli olan süslemeler de göz ardı edilmemeli :) Hele de kolaylıkla evde yapılabiliyorlarsa *-* 1 numara üzerinden kaynak bölümündeki linke tıklarsanız, o sevimli ağaçların yapılış aşamalarına da ulaşabilirsiniz ;) 2 numaranın renkli çam ağaçlarına bayıldım. Her an ben de deneyebilirim *-* Yılbaşı olması şart değil, ben baharı karşılamak için bile kullanabilirim onları :)) 3 numara ise strafor topların renkli kumaşlarla sarılması şeklinde yapılmış. Bu tarz süsleri şu an Japon Pazarı gibi ucuz malzemeler satan mağazalarda bulabilirsiniz; özellikle yılbaşı zamanı fazla fazla alıp farklı amaçlar için stok yapmakta fayda var – sonra bulmak zor oluyor *-* Ben nişan çiçeği yapmıştım meselâ bir tanesinden hatırlarsanız ;) Öyle güzel şeyler yapıyorlar ki eldeki malzemelerden; gidip para verip de almak istemiyor insan; ki emin olun biz mağazalarda hazır satılan klâsik süslerden çok daha güzellerini yaparız ;) Azıcık zaman ve ilhamı teşvik…

Gün, Benim Günüm – dü :)

Hava güneşliydi; soğuk olsa da yağmur olmaması bugün için isteyebileceğim şeylerden ilki idi. Üşüyen kulaklarımı kapatan tüylü kulaklığımla idare edebilirdim pekâla :) Hem hava soğuk ya da sıcak ne fark eder; kim istemez ki öğlene kadar çalışsın, günün kalanı kendine ait olsun *-* Her zaman yapılamaz; ama bazen yapılabilir :) O gün bugün olabilir; doğum gününden bir gün önce insanın kendi kendine verdiği hediyeden de sayılabilir *-* Biraz dolaşmak, işleri halletmek, ucundan Kadıköy Pazarı’ na bakınmak (her ne kadar bu kez beni pek tatmin etmese de), eve erken gelmek, yemek yapmak, saat 18.00 gibi akşam yemeği yiyebilmek… Basit, sıradan, kimilerinin her zaman yapabildiği ama rutin çerçevede tadını artık anlayamadığı, çalışan bir bayan için de bulunmaz Hint kumaşı adeta… Arada denenmeli, kendini yenilemeli, doğum günü bahanesi ile kendini azıcık şımartmalı :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme