Temmuz 2012

3 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Temmuz 2012

Herşey Fotoğraf İçin : )

Cumartesi günü Türk kahvesi almaya gittiğimde gözüme çarpan çakıl taşı çikolataları masum birkaç fotoğraf çekmek için alındı :) Keşke sadece çikolata alıyor olsam fotoğrafını çekmek için… Gözüme estetik gözüken, sevimli bulduğum, hoş olduğunu düşündüğüm herşeye bulaşmaya başladım, artık kendimden korkuyorum :) Meselâ, şu puanlı çatal-kaşık-bıçak sadece bir adet elimde – sebebini anladınız siz :)) Tabii çikolatalara eşlik eden mini tepsinin de bir tane olduğunu söylememe gerek yok sanırım :)) Öyle fazla kek, pasta da yapmam ama muffin kağıtlarını da alıp sakladığımı görüyorum bu fotoğraflara baktığımda :)) Hakikaten çöpçü müyüm ben diye düşünüyorum bir yandan :)) Diğer taraftan da kendimi teselli ediyorum – en azından çikolataların hepsini eşim yedi, ben sadece fotoğraflarını çektim diye :))

Haftabaşı | Ağzınız Tatlansın : )

Düğün hazırlıkları tam gaz devam ediyor; yalnız gündüzleri iş-güç, akşamları da bu mevzûlara dalınca buralara pek uğrayamaz oldum. Yoksa benim sessizliğim tatil rehavetinden filan değil, bize yok öyle şeyler :)) Öyle bir uğramışken de çakıl taşı getirdim size – yenenlerinden :) Hem haftabaşında ağzınızı tatlandırır, hem de yüzünüzü gülümsetir diye *-*

Düğün – Dernek Hâlleri : )

Madem düğün – dernek konulu çalışmaların bitmiş hâllerini şu an için yayınlama imkânım yok – e, çünkü bitemediler; en iyisi ufak tefek bir yerlerden başlamak, yapım aşamaları, plân – proje kısımlarına dahil etmek sizleri de kıyısından köşesinden :) Şu gördüğünüz kaplar içerisindekiler benim nikah şekeri olacak gelin – damat baykuşlarımın :) Gözler, şapkalar, taçlar… Göremedikleriniz sepetin içinde stoklanmış vaziyetteler… Fırsat buldukça bir elimde makas – hatta makaslar – bir elimde keçeler; kesip duruyorum :) Salonun ortasındaki sehpanın üzerine tamamen yayılmış durumdayım. Keçelerden uçuşan tozlar, yayılan kırpıntılardan ötürü halıları da kaldırdım bir kenara; her an taşınacakmışız gibi “rahatsız” bir şekilde yaşayıp gidiyoruz bu aralar :) Sanırım beni en çok oyalayan kısım gözler oldu. Bir baykuşun iki gözü, iki baykuşun dört gözü var derken; bir boy büyük, bir boy küçük daire kesme sevdasına girişince; elimde toplam 800 tane yuvarlak keçe parçası olması gerektiği gerçeği ile karşılaşmak tahmin edersiniz ki nasıl mutlu etti…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme