pazar

3 Yazılar Ana sayfaya dön

Pazar Kahvaltısından…

Son birkaç yıldır hobi malzemelerine olan yoğun ilgim tabak-çanağa kaydı, hatta son zamanlarda zirvede seyrediyordu ki; frenledim kendimi – kredi kartları malum :)) Bunda hobi malzemesi anlamında doygunluk yaşamamın mı etkisi var, yoksa Instagram’ da gördüğüm harika ötesi sunumların mı bilmiyorum ama dönem dönem bir şeye takıp o konu üzerinde tatmin olana kadar didikleyip dururum ben – işte bunu biliyorum :) Bir zamanı var, geçecek; onu bekliyorum. Ama o esnada eminim ben farklı bir şeye takmış olacağım :)) İstanbul’ a taşındığım yıllarda işim gücüm boş bulduğum her vakitte outlet mağazaları araştırmaktı; ucuza nerden kıyafet bulabilirim, nasıl daha fazla çeşit kıyafet alabilirim… Sonra derken incik – boncuk işlerine sardım. Eminönü’ ne gidip gelip türlü türlü boncuklar alıp kolyeler yapmak tutkum oldu :) Derken hayatıma dikiş makinesi girdi; o süreçte de gönlüme göre istediğim kumaşları nerede bulabileceğim benim uzun süre cevabını aradığım soru oldu. Evet, evet, sanırım en fazla vaktimi alan kısım…

Gel Abla, Geelll! Ne Alırsan 1 TL :)

Hatta ne alırsan 50 kuruş bazen… Bazen de 2 TL… Bazen 4 parça 1 TL bile olabilir… Kadıköy Pazarı’ ndan bahsediyorum, evet :) Geçen hafta Cuma günü ulaşabildim kendisine nihayet ve ulaştığım gibi hakkını da verdim pazarın. Bir önceki yediğim kazığın acısını çıkardım da denilebilir. Aslında yine emin değildim pazarın kurulu olup olmadığından. Herşeyi göze alıp erkenden düştüm ama yollara… Dokuz günlük tatilden pazar da nasibini alır mı, bilemediğim için biraz titrek, biraz ürkek ulaştım pazarın giriş kapısına… Yolda poşet taşıyan bayanlar her ne kadar yüreğime su serpse de ben bir kere ağzımın payını aldım; o kumaşları görmeden, onlara dokunmadan pazarın kurulu olduğuna inanmam, kimse de inandıramaz beni… Önce inanamadım zaten :) Pazar kurulu idi, evet… Satıcılar, alıcılar, çoluk-çocuk toplaşmış, gelmiş… Ama, bir eksik vardı? Bu kez de kumaşçıları bulamıyordum! İşte şu köşede fisto, gipür satıyorlardı, nereye gitmiş! Yerlere dökülen yığınla kumaşlar neredeydi peki? Hani benim bir yandan elimdeki poşetleri…

Pazar Misafiri

Çalıştığım için misafir ağırlayabildiğim günler kısıtlı oluyor; genelde Cumartesi ya da Pazar. Zaten haftasonuma sıkışan misafir yemeğe de geldiyse ben hobi odasının kapısını ikinci bir emre kadar kapalı tutarım :) Hal böyle olunca, o hafta için bloguma ekleyebileceğim yeni bir projem genelde bulunmaz. Zor günlerim için sakladığım fikirlerim de pek olmaz kıyıda köşede, ne yaptıysam hemen fotoğrafını çeker, paylaşırım mutlaka. O yüzdendir ki çoğu zaman siz gece uyurken ben yazı yayınlarım, sabahı bile bekleyemem yani, o derece :)) Misafir diyordum, değil mi? Geçtiğimiz Pazar günü yemeğe davetli misafirlerimiz vardı, evet. Ben de o haftasonu mutfağı hobi odam ilan ettim; fırınım dikiş makinesi, dolaptaki sebzeler kumaşlarım oldu. Bu kez başladım onları süslemeye :) Görsellik tutkusu bir yerden yapışınca insanın yakasına, hayatının her alanına işliyormuş; onu anladım. Göze hitap eden bir aksesuar tasarımı ya da bir kıyafet, yine göze hitap eden bir tabak yemek ya da hazırlanmış bir yemek masası olabiliyormuş. Mutfakta…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme