Ben Yaptım

Gökkuşağı Duvar Süsleri / Rainbow Wall Hangings

In this post you can see some of my designs including rainbow wall hangings – best suits to baby / kids room decorations. If you like my items and / or would like to see / buy, you are welcome to visit my shop as ipekids for more information. Uzun zamandır buraya yazmaya elim gitmiyordu, bugün nasıl olduysa ne var ne yok sayfamda, her şey yerli yerinde mi diye bir bakayım dedim. İtiraf edeyim, önce şifremi yanlış girdim :D Yalnız şu emojilerden sonra kullandığım “üst üste iki nokta karşısında bir D harfi” güldüğümü ifade etmekte ne kadar yetersiz kaldı. Hazır sayfamı açmışken de bir ses vermek istedim, bu ara hayatımın gündeminde olan gökkuşağı duvar süsleriyle :) Aslında araya giren zamanda daha pek çok şey yaptım ama hiçbirini burada paylaşmaya enerji bulamadım kendimde.. Gökkuşağı diyordum değil mi.. Blog yazmaya başladığım yıllar itibarıyla ne çok daldan dala kondum.. Bir yandan sürekli yeni…

Bulut Yastıklar

En son dikiş makinemin başına oturduğumda yanlış hatırlamıyorsam hamileliğimin başlarıydı, sonra karnımın büyümesiyle hareketlerimin kısıtlanması, üzerime çöken o ağırlık hissi, peşinden İpek’ in doğumu, uykusuz geceler, bebekli hayata adaptasyon süreci, vs. derken bir baktım İpek bir yaşına gelmiş, ben bırak dikiş makinesinde bir şeyler dikmeyi, hobi odasındaki kumaş dolabının kapağını dahi açmamışım. Artık dikmeyi unuttuğumdan bile şüphe duyarken güzel haber; içimdeki üretme aşkı bu kadar molaya isyan etti ve eskisi kadar olamasa da yine bir şeyler kesmek, dikmek, yapıştırmak için masamı tekrar dağıtmaya başladım :) Gerçi artık olay şu şekilde gelişiyor; İpek uykuya geçiyor, oldu da ben de yorgunluktan bir koltukta bayılmazsam birkaç saatlik bile olsa bir şeyler yapabilmek, kafamı dağıtabilmek adına diğer odanın yolunu alıyorum. Tek kulağım İpek’ te – ha uyandı, ha uyanacak derken kısıtlı zamanımı maksimum verimle değerlendirebilmek için adeta kendimle yarışıyorum. Bazen bir bakıyorum, uykumdan biraz daha feragat etmiş, kendimi kumaşların büyülü dünyasına kaptırmışım, İpek de…

Dantelli Şort

Geçtiğimiz yıl Kadıköy Pazarı’ ndan renk renk danteller almıştım. O hevesle bizim gelinin bir kot şortunu da süsleyeyim diye el koymuştum. O zaman hem vakitsizlikten hem de dantelin tam renk tonunda ipi bulamamaktan bir türlü süslemeye başlayamamıştım. Gel zaman, git zaman, ben istediğim iple bir tuhafiyede karşılaşınca mevsimlerden kıştı :)) Hazır şimdi vakit bulunca bu yaz da geçmeden şortun süsleme işlemini tamamlayayım da bari bu yaz giysin dedim :) O zaman aklıma hayalet ip kullanmak gelseydi bu kadar çok uzamazdı gerçi. Konuya tam odaklanamayınca çözüm yolları da tıkanıyor. Halbuki bir sene kadar köşede bekleyen şort bir günde yenilendi ve yazın gelmesini bekliyor şimdi dört gözle :) Gelelim nasıl yaptığıma – aslında pek anlatılacak şeyi yok ama yine de hiç bilmeyenlere fikir vermek adına not olarak düşeyim; Elimdeki dantel parçasını gözüme hoş gelecek şekilde kesip iki simetrik parça elde ettim. Büyük bir dantel parçasını ikiye ayırıp şekli kendim oluşturduğum için o…

İpteki Çamaşırlar : ))

Çarpı işi yapmak benim için çekirdek yemek gibi birşey :) Çekirdeğin tuzu dudaklarınızı kavursa da bir türlü tabağın sonunu görene kadar bırakamazsınız ya, bu da onun gibi bir şey; gözlerimde çarpılar uçuşsa bile sonunu görmeden elimden bırakamıyorum bir türlü. Onun içindir ki, ne zaman başından ayrılmadan kanaviçe kitapları ve iplerle kendimden geçersem, yaptığım çalışma bitince aramıza mesafe koyuyorum bir süreliğine, tüm dergileri, bana kanaviçeyi hatırlatan herşeyi ortadan kaldırıyorum; ben yine farkında olmadan o kasnağın başında bulmayayım kendimi diye… O kadar el oyalayıcı, sonucu da o kadar muhteşem, gözlere bayram ettiren birşey ki bu; yapmadan duramıyorsun, yaptıkça başka şey yapamaz oluyorsun – bir yanın keyiften dört köşe olurken diğer yanın başka hiçbirşey yapamamanın acısı ile kıvranıyor :) Yok, yok abartmıyorum; gerçekten öyle – yani en azından benim için :)) Son çalışmam da bir günde bitenlerden… Elimden bırakıp bırakıp tekrar başına geçmiş buldum kendimi.. Hadi şu ayıcığı bitireyim, emzik de ufakmış canım,…

Çiçeklenelim : )

Sabah uyandığımda güneşi gördükçe elim çiçeklere gitmeye başladı. Keçe uğraşmayı çok sevdiğim şeylerden biri; yalnız puanlı olunca bir de, tadından yenmiyor :)) Geçen gün puanlı keçelerime yeniden kavuşunca ne yapacağımı şaşırdım :) Çok kıymetli olduğu için de minik minik parçalar kestim her birinden – hakkı kalmasın hiçbirinin diye :)) Sonra bu cici bici tokalar çıktı ortaya.. Ben daha çok mini mini kızlara yakıştırdım bu tokaları ama bizim gibi ruhu çocuk kalanlar da kullanamaz değil tabii :)

Demetoloji’ nin Gelin Babetleri : )

İlk kez bundan 4-5 sene önce babet süslemiştim sanırım. Eskiyen bir babetimi kurban etmiştim. Giyip dışarı çıktığımda da sokaktakilerin ayakkabılarıma bakışını hiç unutmam :) Hem çevrenin ilgisini hem de süsleyerek dönüşümü görünce şevke gelip bu kez mağazaların vitrinlerindeki babetlere gözümü dikmiştim. Gel zaman, git zaman; en uygun hangi tür ayakkabı süslenir, hangi tür malzemeler kullanılmalı, nasıl sabitlemeli ki uzun ömürlü olsun gibi birçok sorumun cevabını deneye yanıla buldum. Herşey tecrübe işte… Hatta ben konuyla ilgili kendime o kadar çok soru sordum ki, Demetoloji’ nin kendi babetlerini yaptırmaya kadar gitti :) Talebi daha çok gelinlerden aldığım için de babetleri gipür, dantel, işlemelerle çalışıyorum. İsteyen kına gecesinde, nişan töreninde ya da gece kıyafetinin altına da giyebilir tabii :) Süslemeler konuya uygun değiştirilebilir, 36 – 40 numara arasında kırık beyaz, mor, fuşya pembe, mint yeşili, saks mavisi, turkuaz mavi, somon renk alternatifleri mevcut. Sosyal medya üzerinde fiyat soranları kaçırabiliyorum, bana e-mail adresimden ulaşabilirsiniz.

Düğün – Dernek Kafası : )

Benim şu anki modumu yukarıdaki fotoğraftan daha iyi resmeden bir kare olamazdı herhalde :) Bu aralar bir bakıyorum gelin ayakkabısı süslüyorum, bir bakıyorum dikiş makinesinin başına geçmiş, yüzük yastığı dikiyorum :)) Hatta ayakkabı süsledikten sonra hızımı alamazsam, “Dur, ben buna uygun bir de yüzük yastığı dikeyim” deyip başlıyorum uygun kumaşları eşelemeye :) “Çöpçü” olmanın böyle zamanlarda büyük faydasını görüyorum :)) Eve sığamıyorum filan ama, neye ihtiyacım olursa, bir köşeden çıkıyor *.* Bazen nereye koyduğumu unutuyorum gerçi, benim şöyle bir şeyim vardı diye aklıma geliyor çok alakasız bir zamanda, sonra gidip kutuların hepsini döküyorum onu bulana kadar :)) Hatta bu genelde ben sabahları işyerine giderken olurdu bir zamanlar, o an akşam olsun da kendimi eve atayım, kaybettiğim eşeğimi bulayım diye kıvranıp dururdum :)) Hıh, bir de alıp unuttuklarım var, gizli köşelere koyduklarım; sonra tesadüfen bulup, yeni almışım gibi sevindiklerim :)) Cumartesi günü eşim sağolsun, kırmadı beni; Eminönü’ ne gittik beraber. Gerçi…

Çiçekli Yüzük Yastıkları

Yüzük yastığı dikmekten büyük keyif aldığımı bilmeyen yoktur sanıyorum artık :) Diktikçe aklıma yepyeni fikirler geliyor ve hiçbirinin hatrı kalmasın diye yapıp yapıp köşeye koyuyorum :)) Gerçi zaman içerisinde bunları nerede – nasıl muhafaza edeceğim sorusu kafamı meşgul etmiyor değil ama yaptıklarım evden dışarı taşmadan tükenirler niyetiyle dikiyorum da dikiyorum – sonum hayrola :)) Benim artık hobi odam da yok bu arada… Kendime Ikea’ dan uzuuuun bir masa alıp salona taşındım aylar önce, dikiş makinem ve sıklıkla kullandığım bazı malzemelerimle beraber. Evdeki küçük odayı da stoklama mekanına çevirdim. Dükkanın tüm malzemelerini koliler içerisinde orada saklıyorum, hem malzemeler hem kendi yaptıklarım… Başka bir köşede de kendi kullandığım malzemeler; kumaşlar, düğmeler, kurdeleler… Bazen gözüme çok dağınık gözüküyorlar, içim sıkılıyor, o an dellenip odanın şeklini değiştiriyorum… Hoş, birkaç gün geçmeden içeri adımımı atmamla o anından eser kalmıyor ama odanın… Alıştım gerçi, artık yadırgamıyorum; ben ıvır zıvırları ile mutlu olan biriyim :) Küçükken yaz…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme