Nisan 2012

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Nisan 2012

Nisan 2012 Hobi Dosyası

Bu yılın Nisan ayı demek benim için fermuar dikebilmek demek, küçük kumaş parçalarını bir araya getirebilmek ve üstelik sonuçtan memnun olabilmek demek, bir – iki – üç tane ya da daha fazla el çantası, kol çantası demek, araya birkaç yastık sıkıştırabilmeyi başarmak, yeni yeni kumaşları dikerken dikiş makinesine biraz daha aşina olmak, bir zamanlar gözüme zor gözüken dikiş projelerine artık “Ben bunu yaparım ki!” diye bakmak ve ucundan azıcık farklı şeyler dikebilmek için kendime daha çok güvenmek demek :) Kısaca, sevdim ben bu Nisan’ ı, rengârenk – dolu dolu geçti hobilerim adına… Not: Ocak 2012 hobi dosyasını kaçıranlar buraya; Şubat 2012 hobi dosyasını kaçıranlar buraya; Mart 2012 hobi dosyasını kaçıranlar buraya davetlidirler ;)

Çanta “İstanbul”

Üsküdar’ da keşfettiğim kumaşçıya yeni gelmiş bu kumaş… “İstanbul” yazısını görür görmez poşetini açtırıp inceledim, inceledikçe mest oldum… Kahve tonlarında olanını mı alsam, yoksa kara kalem gibi gözükeni mi derken elim kahve olana gitti, açtırınca da artık siyah renge dönemedim – hay benim şu kararsız hallerim! Diğer kumaşlardan azıcık daha pahalıydı bu parça – metresi 2 TL kadar :) Olsun, yarım metre alacaktım zaten; 5 TL yerine 6 TL vermiştim bu güzel desenli kumaşa, çok muydu yani? *-* Hem 6 TL’ ye çanta satıyorlar mıydı?! Üstelik çantayı diktikten sonra yarım metreden de bir sürü kumaşım artmıştı bol İstanbul manzaralı… O da artık ne olurdu bilinmez ama, iki yüzü birbirinden farklı, bu çevir – çevir – kullan şeklinde diktiğim poşet çanta Kız Kulesi’ yle, İstiklal Caddesi’ yle pek bir sevdirdi kendini bana :))

Cuma Gelmişşş :)

Mesaiye Salı gününden başlayıp arada bir de doktora gidince, işyerinde de yoğunluk sağdan-soldan gelirken bu hafta pek bir çabuk geçti kendi adıma. Hatta bugün Cuma değil gibi geliyor – bünye alışınca beş gün boyunca yerinden kıpırdamamaya garipsedi işte :) Her ne kadar tatil moduna bu kez pek girememiş olsam da – belki de çıkamadığımdan – herkese mutlu ve sağlıklı bir haftasonu dilerim :) ** Fotoğraf, geçen hafta Yıldız Parkı’ ndan…

Hayat Bazen Zor…

Hayat bazen zor… Dişçi koltuğuna oturunca çok net anlıyorsunuz meselâ :) Kendi doktorunuzu aldatıp başka bir doktora yenilettiğiniz ilk ve tek dolgunuz, ilk ısırıkta yer çekimine karşı koyamayınca daha bir vicdan azabı ve korku ile çalıyorsunuz kapısını hatta… Dişiniz farklı yöntemlerle kurtarılmaya çalışılırken, insanın ağzını yaklaşık bir saat boyunca hiç kapatmadan açık tutmaya çalışmasının ne zor birşey olduğunu içiniz parçalanarak bir kez daha idrak ediyorsunuz… Hatta bir duvara çivi çakmadan önce en az iki kez düşüneceğinize dair sözler de veriyorsunuz kendinize; zira dişin içine yerleştirilen iki çivi parçası o koltukta sizi hayatın pek de sevimli olmayan yüzü ile tanıştırıyor beyin duvarlarınızda yankılanan inşaat (!) sesleri beraberinde… Ve aslında gündelik yaşamda ufak şeyleri kafaya takmamak için ayda en az bir kez hastaneye ziyarete gelmenin iyi fikir olduğunu geçiriyorsunuz içinizden :) Ya da o imkân pek mümkün olmasa bile bu satırları yazıp unuttuğunuz zaman hatırlamayı, hatırlatmayı dileyebiliyorsunuz işte böyle ;)

Plaj Çantası Diktim

Mini boyundan cesaret alıp büyük boyunu dikmem an meselesiydi derken araya soğukluk girmeden bir tane de kendime çanta dikiverdim :) Şöyle bir tatil beldesinde güneş içimi ısıtır, dalgaların sesi kulaklarımı okşarken; başımda şapkam, gözümde gözlüğümle, asarım koluma çantamı, içine kitabımı, dergimi atar, keyif yaparım dedim *-* Artık birkaç tane de yazlık elbise dikebilirsem eğer, değmeyin keyfime :))

Kırkyama Yastığım

Elime geçen her kumaş küçük ve eşit ebatlarda kesilir, kesme matı ve bıçağına yürekten teşekkür edilir, yeni bir parmak faciasına yol açmamak için o sabırsız yanım frenlenir, 16 adet kumaş parçası hazır olduğunda kendi aralarında 4′ lü olarak eşleştirilir, ardından makinede dikilir, tüm parçalar birleşirken kumaşların denk gelmesi için maksimum çaba sarfedilir ve diktiğim, belki de dikebileceğim en parçalı dikiş olarak ortaya çıkan sonuç yeni bir yastığın ön yüzü olarak boy gösterir. Ehh, o zaman okuyucudan bir alkış da hak edilir :)))

Artan Kumaş da Çerçeve İçine

Burada anlattığım sehpa yenilemesinden artan kuşlu kumaşım vardı; onu da ne yapsam, ne yapsam diye düşünürken köşede içi boş kalmış bir çerçeve dikkatimi çekti. Geçmiş dönemlerde aldığım o kadar çok çerçeve ve beraberinde bir o kadar içi dolu fotoğrafım var ki; fotoğrafa düşkün olduğumu düşünüp bana bol bol çerçeve hediye eden kişi sayısı da eklenince bu sayıya, artık çerçeve içlerine fotoğraf koyasım bile gelmiyor, ne yalan söyleyeyim :)) Durum böyle iken, böyle güzel kuşlu bir kumaşı bu amaç uğruna kullanmam, her ikisinin de değerlendirilmesi adına iyi bir hareket oldu kanımca :) Hem sehpa ile de uyumlu oldular, kardeş kardeş takılıyorlar beraber *-* Sahi, English Home bereket kuşlarını ve mumluğunu da es geçmeyelim lütfen :)

Onlar 3 Kişi :)

Tatil çabucak bitti – zaten ne bekliyordum ki :) Planladığım ne varsa gerçekleştirdim; o yüzden içim rahat – aklım kalmadan işlere dönebilirim yani… Belki de çok yakınımda olan, henüz cepte başka tatillerdendir bu kendimi motive edici hallerimin tavan yapması :)) Neyse ne canım; ben asıl konumuza döneyim :) Fazla da söze gerek yok aslında; size geçen bahsettiğim fotoğraf çekimi bugünkü konumuz… İki kişilik bir aile (biri Türk, biri Filipinli) ve bir ay sonra dünyaya merhaba diyecek bir bebek… Mekan bu kez Yıldız Parkı… Günlerden Pazar… Hava güneşli… Benim için farklı bir deneyim… Oldukça da eğlenceli… Konsept açısından bir ilkti ama başardım sanki :) Buyrun, siz karar verin *-* ** Burada paylaştıklarım, sadece bir kısmıdır. **

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme