Nisan 2012

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Nisan 2012

Kadife “Patchwork” Yastık

Küçük kumaş parçalarının birleştirilerek bir araya getirilmesi sonucu yapılan dikişler “Patchwork”, Türkçe adı ile “Kırkyama” olarak adlandırılıyordu, değil mi? {Pek bir ders anlatır edada oldu bu giriş de *-*} Eğer birleştirilen parçaların adeti sayısında bir kısıtlama yoksa – ki olduğunu sanmıyorum – benim bir yüzü dört küçük parçadan oluşan pembiş kadife yastığım da bu grupta değerlendirilebilir öyleyse :) Bu kumaşları Üsküdar’ da keşfettiğim kumaşçıdan aldım geçen hafta – açılışı bunlarla yaptık anlayacağınız :) Yan yana görmek istediğim bu desenleri de değerlendirmek için bu yola başvurdum; yoksa kırkyama konusuna da iyice girip kırk parçaya bölünmeye hiç niyetim yok :)) Tamam, yine üç-beş çalışma yapabilirim; ama yok öyle devasa örtüler filan beklemeyin benden – vallahi çat diye çatlarım makinenin başında :D Yalnız Singer’ in kesme matı, cetveli ve döner bıçağı çok güzel iş çıkardı; o üçlüye ne kadar teşekkür etsem az, yoksa ben bunları elde makasla kesmeye çalışsam hayatta bu kadar düzgün…

Yeni Alet – Edevat: Delik Açma ve Perçin Pensesi

Uzun zamandır almak istiyordum bu aletlerden; sağolsun, sevgili Antigone paylaşınca hemen ışınlandım Tchibo’ nun sitesine. Hayatımın en hızlı online alışverişini de yaptığımı söyleyebilirim bu arada :) Siteye üye olmam, ürünü sepete ekleyip ödemeyi gerçekleştirmemle bu fırsattan haberdar olmam arasında 10-15 dakikalık bir zaman dilimi vardır :)) Ya kaçırırsam diye, işyerinde alışveriş yaptım ya bir de; gözünü sevdiğimin teknolojisi :D Tchibo’ dan ilk alışverişim de bu vesileyle kayıtlara geçmiş oldu; ortalama bir günde ürünü hazırlayıp kargoya verdiler ve hiç sorun yaşamadan da teslim aldım. Hele küçücük ürünleri devasa boyutta kutu içerisinde göndermemişler mi; mest ettiler beni *-* Sadece kutusu için bile sipariş verebilirim yani :)) Bilirsiniz, kutuların benim için önemi çok büyüktür; bakınız Sushico kutularım :) Penseler mi? Evet, işlev olarak beklediğim ancak kullanmak için biraz erkek gücüne ihtiyaç duyduğum parçalar olur kendileri. Bu noktada devreye giren eşim fermuar ayağı değiştirmek dışında yeni bir görevi olduğu için ne kadar mutlu olur,…

Haftasonu Çiçekleri

Geçtiğimiz Pazar tırmandığım Emirgan Korusu yollarından… Çektiğim trafiğe fazlasıyla değdi :) Saat olarak zamanlamam yanlıştı sanki biraz ama olsun, bu da böyle olsun. Çiçeklerin saat 12.00′ de nasıl gözüktüğünü de bilmek lazım :)) Sadece bir çiçeğin bilmem kaç yüz tane fotoğrafını çekerken ben, sıkılsa bile yanımda bulunma sabrını gösteren eşime teşekkürler *-* O zaman, “Devamı gelir, gelecektir” diyelim, hele bunlar günümüzü renklendirsin de :) Not: Son karede, kadraja giren gelinle – damata dikkat :)

Fermuarlı Çanta(lar)da Son Nokta : )

En puanlısından fermuarlı bir çanta daha diktiğimi söylemiştim ama sayının “bir” ile kalmadığından bahsetmemiştim sanırım :) Gerçi, siz biliyordunuz, değil mi? *-* Yeni kumaşları görünce, fermuar mevzusuna da bu kadar ısınmışken; bir tane, bir tane daha diyerek kendimi kaptırmış, gitmişim :)) Tabii, her dikiş denememde yeni şeylerin farkına varıp biraz daha yol kat etmem de cabası *-* Yine zaman zaman aklıma takılanlar da oluyor ama sorularımı annemin gelişine bırakıyorum, şunun şurasında bir ay kaldı :)) Artık şu morlu, çiçekli olanla puanlıyı (bakınız, hemen aşağıda) kendime alır, diğerlerini hediye verilmek üzere stok dolabına kaldırırım :) Yani, uzun lafın kısası; fermuar dikme konusu tarafımdan bu noktaya kadar getirilmiş olup bir süreliğine tekrar gündeme gelmemek üzere kapanmıştır. Hadi, hepimize geçmiş olsun :)) Favoriniz varsa yazın, merak ederim ;)

Yine Yeniden English Home

Mağazada ilk gördüğümde tutulmuştum bu aynaya; sağını – solunu saran yapraklar, çiçekler arasında yansımamı görmek tarif edilmez bir duyguydu… Sanki altın bir de tarak vardı diğer elimde *-* “Benim olmalıydı” derken tükendiğine şahit oldum bir gün; birinin kenarındaki çizik, başka birinin üzerindeki bir çiçeğin gözüme batması derken kaçırmıştım onu… Kuşlu bir mumluk vardı bir de, değişik ebatlarda öyle sevimli gözüküyorlardı ki gözüme… Derken bir şamdan dikkatimi çekti başka bir ziyaretimde… O kaçırdığım aynanın sanki ikizi gibi yapraklı, çiçekli görüntüsüne baktığımda kendimi büyülü bir akşam yemeğinde hayal ediyordum istemsizce… Sonra bir gün o ayna başka bir mağazada tekrar çıktı karşıma… Hafif bir çizik vardı yine gözüme batan ama stokta kalan sonuncuydu, dedim içimden “Belki de beni bekliyor oracıkta”… O zaman bu özlem bir “S O N” bulmalıydı artık… Yalnız birini alsam diğerinde aklım kalacak, en iyisi üçünü de kapıp kararımı değiştirmeden kasaya yürümekti hızlı adımlarla :) Öyle de oldu; erdim muradıma…

Yeni Hafta

Oooofff, dayak yemiş gibiyim; her yerim ağrıyor… Pazar günü kahvaltıya davet eden görümce iptal edip haber vermeyi unutunca sabahın 08.00′ inde güne başladım ve biraz uykusuz kaldım :) Ardından lale fotoğrafı çekeceğim diye tırmandığım yokuşlar, çiçeklerin hizasına eğilme çabalarımla birleşince bugün kendimi beden eğitimi öğretmeni tarafından bir gün önce cezalandırılan öğrenci gibi hissediyorum :)) Neyse, amacım sadece “iyi haftalar” dilemekti – güne yağmurlu başladık ama olsun; benim bir sürü çiçek fotoğrafım var, yakında boğarım sizi de çiçeğe *-* Şimdilik dünden bir kare benimle idare ediverin :)) Not: Az kalsın unutuyordum, Android’ e ‘instagram’ ın gelmesinden ben de nasiplendim ve “demetoloji” olarak yerimi aldım – takip etmek isterseniz ;) Gerçi tabletten fotoğraf çekmekten pek haz almıyorum ama anlık paylaşımlar için iyi olacak gibi :))

Hafta Ortası Notları

Günler hızla akıp geçiyor; yine bir haftayı daha yarıladık. Pek yazasım yok bugünlerde, akşamları vaktimin belli bir kısmını dikiş makinesine ayırmayı yeğliyorum. Bıraktığınız yerdeyim diyebilirim; fermuar mevzusunun derinliklerinde stoğa yeni giren kumaşları kesmekle meşgûlüm kısaca :) Taktım mı takıyorum işte böyle… Ve biliyorum; yeni bir şey gözlerimi kamaştırana kadar da bu kara sevda sürüp gidecek, bir gün yerinde yeller esecek, bir gün yine saman alevi gibi kasıp kavuracak ortalığı… Bir dönem ortalığı yastığa boğduğum, bir ara da kutu kutu babetlerin arasında kaybolduğum gibi… Şimdi girdiğim mağazalarda fermuarlı çantalar pek bir gözde benim için; nasıl dikmişler, köşeleri nasıl duruyor, tasarımı nasıl, ne tarz kumaş kullanmışlar gibi bir sürü sorunun beynime üşüştüğü abuk incelemeler peşindeyim :) Sadece onunla kalsam yine iyi; bir de bazen onların diktiklerini beğenmiyorum, kusur buluyorum ya; kendime hayret ediyorum, “Daha düne kadar ayıla bayıla kullandığın cüzdanlara, çantalara nasıl da burun kıvırdın hemen, dünkü çocuk!” diyorum sonra :) Eh,…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme