İyi Pazarlar! İyi Haftalar!

Herkese İyi Pazarlar!

Aslında yeni bir haftaya başlamamıza saatler kaldı. “İyi Haftalar!” desem daha doğru olur.

Uzun haftasonu tatilimizin ardından eminim hepimizi yoğun günler bekliyor. Şimdiden herkese kolaylıklar diliyorum.

Yarın sabah İstanbul’un trafiği çekilmez şimdi… Ben zaten Pazartesi ve Cuma’ya özel olan trafikleri anlamıyorum. Acaba bu insanlar haftanın Salı, Çarşamba ve Perşembesi’nde işe gitmiyorlar mı diye düşünmeden edemiyorum :))

Ben işe giderken otobüse biniyorum sabahları. Servisim evimin önünden geçmediği için belli bir yere kadar otobüsle ulaşımımı sağlıyorum. Otobüsten inene kadar o kalabalık içinde kendime tutunacak bir dal aramak işkence oluyor açıkçası. Hele bazı insanlar var ki; otobüsün maksimum alanını kaplamak için varlar sanki, özel araçlarında gidiyorlarmış edalarında… Bir adım öte gitse sen de tutunacaksın, otobüsün ani frenlerine karşı bir kalkanın olacak ama nafile. Böyle insanları dürtmen gerekiyor işte…

Bir de kendinden büyük çanta taşıyanlar var tabii :)) Onlar da otobüste koca çantaları yüzünden fazla yer kaplıyorlar. Valiz görünümündeki bu devasa çanta taşıyanlardan iki bilet parası mı almalı ne :D Sırtına defter, kitap dolu çanta takıp da o çantayı sırtından indirmeyen öğrencileri hesaba bile katmıyorum :))

O yer kaplayan çantalar, bir adım öne gitmeyen insanlar yüzünden “istiflenemiyoruz” bir türlü :)))

Ama benim en çok sinir olduğum şey de şu ki, bunu yazmazsam olmaz:

Sadece otobüste değil, yürürken de; tanımadığım bir insan yanımdan geçerken isteyerek veya istemeyerek saçıma değsin/dokunsun, elini saçlarıma taksın ya da başıma eli/parmağı/elindeki poşeti/dirseği çarpsın; SİNİR olurum! Huyum var bu konuda; direkt elim saçıma gider o dakika…

Hadi, itiraf edeyim; çok pimpirikliyim bu konuda- eşim sürekli dalga geçer benimle; hep bitlenecekmişim gibi bir hisse kapılırım -tamam, çok saçma , biliyorum- gidip suyun altında saatlerce saçlarımı yıkama arzusu ile yanar tutuşurum… Tabii çok uçuk bir düşünce olduğunu bilmemle beraber buna engel olamam, ama merak etmeyin, çok uzun sürmez :))

Geçen akşam da yağmur yağıyordu, yanımdan geçen adam şemsiyesini hangi seviyede taşıyacağını pek ayarlayamamış olsa gerek ki; hızla geçerken benim kıvırcıklardan birini şemsiyesinin ucuna taktı. Nasıl başardı, bilmiyorum :)) Beni de şemsiyesi ile sürükleyecekti ki; baktım olacak gibi değil, can havliyle kendimi ” Bir dakika yaa ” diye bağırırken buldum :)) Ve saçımı kurtardım kopmadan, çok şükür :D

Ne diyordum ben… İyi haftalar diyordum, değil mi :)) Tüm sabah nefretimi kustum bir anda :D Artık bu sayede yeni bir haftaya adapte olmakta çok zorlanmazsınız diye tahmin ediyorum ;))

Neyse canımm, kara kara düşünmeyin :) Şunun şurasında Kurban Bayramı tatiline ne kaldı, değil mi :) Nerede moral, motivasyon :))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

4 yorumlar

  1. sana da iyi haftalar dilerim canım,yazını okurken kendimi gülmekten alıkoyamadım:)ne kadar içten yazıyorsun sen,konuşur gibi sanki..tebrik ederim gerçekten,ben bazen hımmm acaba şunu nasıl anlatırım diye durup düşünürüm çoğu zaman.imrendim sana:)

  2. Cheerful Demet

    Filiz – Çok teşekkür ederim Filizcim, yazılarımı beğenmene çok sevindim :) Kendimi bildim bileli yazmayı çok seviyorum ben, huzur doluyorum yazdıkça resmen… Sana tavsiyem, klavyenin başına geçtiğinde kendini rahat bırak, neyi nasıl anlatacağını dert etme, hepsi dökülüyor ardarda ;) Bazen ben de nasıl anlatsam diye düşünüp durduğumda, bir sonuç alamıyorum, o yüzden en doğrusu: akışına bırak :))

  3. tavsiyelerine uyucam demetcim:)
    Kasım da benim en sevdiğim ay,malum doğum günüm bu ayda da ondan:))bahaneler aynı yani şekerim…ayrıca çalışmalarını sabırsızlıkla bekliyorum.öpüldün!

  4. Cheerful Demet

    Filiz – :) Kasım'ın kaçı canım? Bu arada, çalışmalarımı ben de sabırsızlıkla bekliyorum :))) Öpüyorumm…

Gezinme