Daha hamile bile değilken bir gün çocuğum olursa, onun her ay aynı konseptte fotoğraflarını çekip en azından bir yaşına kadar olan gelişimini bi kolajla taçlandıracağıma dair ant içmiştim :) Hamile olduğumu öğrendiğim an itibariyle de Pinterest’ in altını üstüne getirip aylık olarak bebeklerinin fotoğraflarını çeken yabancı hesapların sayfalarında gözlerimden kalpler çıkarak dolaştığımı da itiraf edeyim yeri gelmişken :)) Aslında şimdi fark ediyorum da ne kadar çok istekli olsam da bu işe, planlama konusunda biraz yetersiz kalmış, tam da kafamdakini yapamamışım diyorum. Çünkü hamilelik boyunca gerek sürecin ilerleyişi, gerek hazırlıklar, son zamanlarda ağırlaşıp çabuk yorulma durumları derken o kadar detayla boğuşuyorsunuz ki fotoğraf kısmı işin biraz da eğlencesi olduğundan arka planda kalabiliyor. Benim gibi aile ortamında fotoğraf aşığı tek insan sizseniz, üstüne üstlük bir de yardımcınız dahi yoksa işler sandığınızdan daha da zor olabiliyor. Kafadaki konseptler kimi zaman çöp, hayaller neler neler derken, gerçekler size bambaşka şeyler sunabiliyor :)) Benim aylık…
Şimdi Okullu Olduk : )
Son zamanlarda Instagram aracılığıyla bana en çok sorulan soru İpek’ in erken yaşta kreşe başlamasıyla ilgili. Tüm mesajlara elimden geldiğince dönmeye çalışsam da hem atladıklarım olmuş olabilir belki kaygısıyla hem de kreş deneyimimizi biraz daha detaylı burada da yazıp uzun zamandır pek uğrayamadığım sayfamda ses vereyim dedim :) İpek 3 ay + 1 haftalıkken ben işe dönüş yapmak zorunda kaldım ve bir yaşına gelene kadar Cuma günleri bir gün süt izni kullandım, mesaide olduğum haftanın 4 günü de sağolsun ki babaannesi kızımla ilgilendi. Bir yaşından hemen birkaç gün sonra pıtır pıtır yürümeye başlayan İpek meraklı gözlerle tüm çekmeceleri, dolapları karıştırmalara başlayadursun, odadan odaya gezinsin, düşüp kalksın; tüm gözümüz üzerinde, onun bu enerjik hallerine ailece yetememeye başladık. Oldukça hareketli, enerjik bu kızla ilgilenmek tabii benim süt izinlerimin de bitmesiyle haftada 5 gün tam zamanlı mesai ile babaannesini eskisinden daha fazla yormaya başladı. Ayrıca zaman geçtikçe İpek’ in oyun oynama isteğinin artması,…
Bulut Yastıklar
En son dikiş makinemin başına oturduğumda yanlış hatırlamıyorsam hamileliğimin başlarıydı, sonra karnımın büyümesiyle hareketlerimin kısıtlanması, üzerime çöken o ağırlık hissi, peşinden İpek’ in doğumu, uykusuz geceler, bebekli hayata adaptasyon süreci, vs. derken bir baktım İpek bir yaşına gelmiş, ben bırak dikiş makinesinde bir şeyler dikmeyi, hobi odasındaki kumaş dolabının kapağını dahi açmamışım. Artık dikmeyi unuttuğumdan bile şüphe duyarken güzel haber; içimdeki üretme aşkı bu kadar molaya isyan etti ve eskisi kadar olamasa da yine bir şeyler kesmek, dikmek, yapıştırmak için masamı tekrar dağıtmaya başladım :) Gerçi artık olay şu şekilde gelişiyor; İpek uykuya geçiyor, oldu da ben de yorgunluktan bir koltukta bayılmazsam birkaç saatlik bile olsa bir şeyler yapabilmek, kafamı dağıtabilmek adına diğer odanın yolunu alıyorum. Tek kulağım İpek’ te – ha uyandı, ha uyanacak derken kısıtlı zamanımı maksimum verimle değerlendirebilmek için adeta kendimle yarışıyorum. Bazen bir bakıyorum, uykumdan biraz daha feragat etmiş, kendimi kumaşların büyülü dünyasına kaptırmışım, İpek de…
İpek’ in 1 Yaş Doğum Günü
Geçtiğimiz Pazar günü İpek 1 yaşına girdi :) Sanırım o günle ilgili beni en çok strese sokan şey, koşuşturmacadan fotoğraf çekmeye vaktimin kalmayacak olmasıydı. Nitekim ufak tefek aksilikler oldu, ama neyse ki misafirler gelmeden fotoğraf işini kısmen de olsa halledebildim. Aile olarak düzgün bir fotoğrafımız olmasa da buna da şükür diyerek detayları paylaşmaya başlıyorum :) Yıldızları oldum olası çok sevmişimdir ve yıldız figürlü objelerin benim için yeri farklıdır. Geçen sene yılbaşında Tchibo’ dan aldığım yıldız aydınlatma ise ben doğum gününü nasıl yapsam diye düşünürken ilhamımın çıkış noktası oldu :) Derken kendimi Ali Express’ te ve tabii Pinterest’ te buldum. Yıldız, beyaz, pembe, gold, doğum günü olarak o kadar çok araştırma yaptım ki doğum gününe bir ay varken masa süslemesi benim hafızamda kazınmış şekilde bekliyordu :) Duvarda gördüğünüz süsleri Ali Express’ ten aldım; “pinwheel decorations” olarak aratırsanız pek çok renk alternatifine ulaşabilirsiniz, satıcıların profillerine, puan durumlarına göre alışverişinizi yaparsanız ortalama 30-40…
Hamilelik ve Lohusalık Fiyaskoları
Hani elinizde çift çizgi olan bir çubukla, ağzınız kocaman açık kalakalırsınız ya, bariz işte hamilesinizdir; siz daha olayın şokunu atlatamadan o andan itibaren çevrenizde, sağınızda – solunuzda her kim varsa, doğum yapmış olsun, olmasın, her yaş kesiminden hemcinsiniz size akıl vermeye çalışır, verilen tavsiyelerin ardı arkası kesilmez. İçlerinden kayda değer, dikkate alınabilecek şeylerin varlığı yadsınamaz olsa da dışarıdan gelen kulaktan dolma bu söylemlerin çoğu felaket tellalcılığından öteye gitmez çoğunlukla; sizi de eğer ilk hamileliğiniz ise zaten içinde bulunduğunuz sürecin bilinmezliği ile iyice kaosa süreklerler. O yüzden, eğer bu satırlarımı okuyan anne adayı ya da taze anne birileri varsa orada, gerçekten dostça yapılan, iyi niyetinden emin olduğunuz tavsiyeler dışında yazılan, çizilen tüm kötü senaryolara toptan kulaklarını tıkamaları, gülüp geçmeleri; çünkü her insan birbirinden farklı ve kimsenin hamileliği bir diğerine benzemiyor. Hatta duyduğum kadarıyla aynı kişinin bile geçirdiği birden fazla hamilelik birbirinden çok alakasız olabiliyor-muş. Son satırı kendim deneyimlemediğim için -muş diyorum…
Doğum Hikayem
İpek 6 aylık oldu; yani yarım yaşına girdi :) Ve ben nihayet doğum hikayemi yazmak için uygun zamanı bulabildim ya da bulabildiğime inanıyorum diyelim :)) E, hadi o zaman, başlayalım ^_^ Hamileliğimin 30. haftalarına geldiğimde vücudumu daha bir dikkatli dinler olmuştum; her ağrı, her sancı, her kasılma acaba yaklaşan bir doğumun habercisi olabilir mi diye beynimi kemiren sorularla günler geçiyordu. Deneyimli annelerin “Uyu bol bol, bir daha bu fırsatı bulamayacaksın” söylemlerine ne hacet; yazın o sıcağında, o koca göbeğimle yatakta dönemiyorken ben, midemde yediklerime yer kalmamış, nefes bile alamaz bir haldeyken nasıl uyuyabilirdim ki :)) Hem zaten ne kadar uyursam uyuyayım, uyku depolanabilir bir şey miydi ki?! Keşke öyle olsaydı da öğleye kadar yaptığımız o keyifli Pazar uykularından ödünç alabilseydik şimdi :)) Öncelikle şunu belirteyim; benim doğumum “zorunlu” sezaryen oldu. Ben ne kadar normal doğum istediğimi söylesem de İpek bunu mümkün kılmadı; çünkü baş aşağı pozisyona geçip bir türlü doğum…
Uzun Zaman Sonra
İnsan yazmadıkça iki lafı bir araya getirip bir şey diyemiyor, ha yazdım, ha yazacağım derken araya o kadar uzun zaman girdi ki; sonra o ara günler, haftalar derken ayları buldu… Gerçi sosyal medyadan da koptuğum söylenemez, Instagram üzerinden beni takip edenler İpek kızın büyümesine şahit olmakta :) Bu ara hayatım “İpek” dolu olduğu için tüm fotoğraf galerim zaten onun tarafından ele geçirilmiş durumda :)) Uykumu dahi almaya vakit bulamıyorken hobilerim de ister istemez bir köşeye itildi; buna blog yazmak da dahil.. Derken, artık bir dur demenin, ipleri tekrar ele almanın vaktinin çoktan gelip de geçtiğini kendime hatırlatıp bi’ silkelendim. Ne zamandır blog sayfamın görselliği, yazıların akış şekli, vs. içime sinmiyordu, ancak bir türlü fırsat da bulup yenileyememiştim. Baktım, artık hiç bu konuları araştırmaya vaktim yok, en güzeli işinin ehli bir tasarımcı ile anlaşayım ben, ne istediğimi anlatayım, sayfam yenilensin dedim. İyi ki de demişim; çünkü onca detayla tek başıma uğraşmam…
İpek Kız
24+4′ ten selamlar herkese :) 1,5 ay olmuş yazmayalı… Kendim bile unutmuşum en son ne yazdığımı; gidip bir bakayım dedim önce :)) O gün tekmeleri ne zaman hissederim diye düşünüyormuşum… Burada hemen Instagram hesabıma bağlanıp anıları tazelemek için destek alayım – çünkü bloğumda fazla yazamayınca orada #demetolojihamilelikgünlüğü etiketi altında yazmaya başladım kısa kısa :) *** Hani birkaç gün önce blogda yazmış, hareketlerini acaba ne zaman hissederim demiştim ya. İşte kızım sesimi duymuş anlaşılan, beni merakta bırakmak istememiş olmalı ki varlığını hissettirdi geçen gün ilk kez 😊 İnternetten sürekli araştırıyordum ilk hissiyatımın nasıl bir şey olacağına dair bulgular; kimi kelebek kanat çırpar gibi demişti, ben de gülmüştüm o nasıl şeymiş diye 😁 Derken tam da blogda yazımı yayınladıktan sonra içimde bir baloncuk patladı gibi oldu, önce önemsemedim. Baktım, peşinden tekrar geldi, sonra durdu. Herhalde bebeğin hareketleri dedim ama yine de emin olamadım, kendimi biraz daha dinleyeyim en iyisi dedim. Evet, yanılmamışım…
