Ocak 2012

6 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Ocak 2012

Akıllara Zarar Bu Düğmeler :)

Bu düğmeleri son Kadıköy Pazarı gezmemde keşfettim. Yanlarına gittiğimde tezgâh bomboştu. İki koca sepetin altını üstüne getirdim ve sanırım her gördüğüm poşeti satın aldım :) Ya bir poşeti 1 TL idi ya da iki poşeti 3 TL; fiyatını çok net hatırlamıyorum, o an aklım başımda değildi :)) Zaten öyle bir aşkla kurcalamaya başlamışım ki poşetleri, birkaç kız da benden sonra kurcalamaya başladı sepetleri ama geç kaldılar; çünkü en güzellerini ben kaptım :p :)) Sembolik olarak birkaç grup düğmenin de fotoğrafını çektim. Tüm poşetleri dökecek cesareti kendimde bulamadım ne yalan söyleyeyim, yoksa birkaç haftasonu sadece düğme fotoğrafı çekmem gerekecekti :)) Daha kumaş kaplılar, kalpliler derken bir sürü çeşit var; artık onlara sıra geldikçe yeni projelerde görürsünüz burada :) Not – 1: Anne dantelleri burada devreye giriyor :) Not – 2: Ben iki yıl önce bu düğmeleri evrene sipariş vermişim aslında, bakınız burada ;)

Haftasonu; Düğmeler ve Daha Fazlası

Öncelikle bir önceki yazıma bırakmış olduğunuz motive edici yorumlarınız için çok teşekkür ederim, sayenizde kendimi daha iyi hissediyorum – ki aklı selim bir halde ilgili yorumlara da cevap vermiş bulunmaktayım – duyurulur :) Ara sıra insan enerjisini toplamak için zamana ihtiyaç duyuyor; ben de o sürece denk geldiğim esnada içimden ne geçiyorsa kaleme aldım o gün… Yorumlarıma yazdığım cevaplarda da sık sık dile getirdiğim gibi, yazmaktan kolay kolay vazgeçeceğimi pek sanmıyorum. Ben hayatımın hemen hemen her döneminde hep birşeyler yazdım; öğrencilik hayatımda bol bol kompozisyon yazdım, öykü yazdım (hatta ortaokul yıllarında yazdığım bir ajandam var; içine bir gün çıkartmayı düşündüğüm kitabımın içeriğini döşemişim – çocukluk işte); lise hayatım boyunca aksatmadan günlük tuttum, kendime yazamadığım dönemlerde erkek arkadaşıma (şu an eşim) bol bol mektup yazdım :) Durmadan birşeyler yazdım anlayacağınız… Derken blog alemi ile tanıştığımda yazmanın en keyifli hâlini keşfettim; karşılıklı olanı, paylaştıkça büyüyeni, çoğalanı… Bunu da çok net şekilde bırakmış…

Azıcık Kafam Karışık…

Fotoğrafsız yazı yayınlamak bence yürek ister :) Sebebi ise malûm; uzun bir yazı eğer birkaç görselle okuyucuyu kendine çekmiyorsa, yazının bilgisayar karşısında o kişiyi sarıp sarmalamasını beklemek bazen hayal kırıklığı yaratıyor… Yazıyı sonuna dek okuyan ise aslında günümüz koşullarında bir madalyon hak ediyor :) Video izlemek ya da fotoğrafları incelemek varken pek az kişi okumaya yanaşıyor; bu da o kişinin ya kitap kurdu olmasından ya da o içeriğin kendine hitap etmesinden ileri geliyor diye düşünüyorum… Öyle ki; fotoğrafların bile desteklenerek sunulduğu bir yazıda, sadece fotoğraflara bakılarak yorum bırakılması durumun vehameti hakkında ipucu veriyordur sanırım :) Başıma gelmese de sıklıkla gördüğüm bir örnek de şu olur ki; pek çok blog yazarına paylaştığı yabancı kaynaklı bir tasarımla ilgili sanki blog sahibi o el emeği ürünü kendi yapmış gibi “Ellerine sağlık, çok güzel olmuş” tarzında yorumlar gelmesi :) Halbuki okusa, kadıncağızın onu ilham amaçlı paylaştığını anlayacak *-* Okumayı pek sevmiyoruz sanki, hatta zaman…

Görüntü Yok, Ses Var

Bazen yazılarıma başlık bulmakta çok zorlanırım, bazen de aklıma aniden gelen bir başlık atar beni yazının içine, sonuna nasıl geldiğimi bile anlamam :) Şu an ikinci durumun içerisindeyim… Bir yandan birkaç gündür yazmak için fırsat bulamazken, diğer yandan yazılarımı destekleyecek fotoğraflarımın arşivde tükenmiş olması yazmak ve yazmamak arasında gel-git yaşamama sebep oldu. Ancak şunu da çok iyi biliyorum ki; ben bir şeyin rutinini bozarsam ipin ucunu fena kaçırıyorum, yakalayamıyorum sonra kaldığım o yeri… O yüzden, bugünkü yazımı fotoğrafsız götürüyorum, sırf arayı açmamak için… Hadi, azıcık sohbetim de gelmiş olsun :) Çoğu zaman yazmaya, okumaya, araştırmaya, birşeyler dikmeye, fotoğraf çekmeye; yani kısaca beni ben yapan tüm ilgi alanlarıma daha fazla vakit ayırmak istiyorum. Aslında yapabileceklerimin üst sınırlarında gezdiğimi bildiğimden artık bununla yetinmem gerektiğini söylüyorum kendime sürekli ama nafile… Bir insan istediği şeyleri dikmeye vakit bulamadığı için, günışığından yararlanamadığından kendini tatmin edecek sayı ve kalitede fotoğraf çekemediği için ya da koşturmaktan -…

Teni’ nin Yılbaşı Kurabiyeleri :)

Teni, işyerinden arkadaşım ve çok güzel kurabiye yapıyor :) Onları ofise getirdikçe de aklımı başımdan alıyor ve an itibari ile kendimi yeni bir konunun kollarına atmamak için zor tutuyorum *-* Neyse ki bu kadar meşakkatli bir iş için mutfağa girecek vaktim yok da yırtıyorum :)) İki hafta kadar önce yılbaşı için yaptığı kurabiyelerin fotoğrafını çekip çekemeyeceğimi sorduğunda seve seve kabul ettim. Zaten artık çevremdekiler tarafından şu çok iyi biliniyor ki; milletin çöplerini (!) toplamak dışında fotoğrafını çekecek nesneler bulmak da beni acayip mutlu ediyor :) Aslında bu fotoğrafları geçen hafta çekmek istemiştim, ancak kurabiyeler elime geç ulaşınca bu haftasonuna kaldı. Malûm haftaiçi fotoğraf çekmem özellikle kış zamanı imkânsız. Ben ne yapacaksam hepsi haftasonuna birikiyor… Bugün de hava kapalı bile olsa, Kadıköy Pazarı’ ndan fon yapacağım diye aldığım kumaşı da kullanmak için döktüm kurabiyeleri sehpanın üzerine, oynadım onlarla :) Yenmeyeceğini bildiğim için rahatım *-* Uzun yol kat eden ve bana ulaşana…

Yeni Bir Yıl

Günler öncesinden yeni yıl heyecanı ile dolup taşarken, şimdi o ışıltılı çam ağacının, yeni yıl süslerinin kaldırılacak olması hüzünlendiriyor beni… O yüzden, sanırım bir süre daha “Hoşgeldin Yeni Yıl” konseptinden kurtulamayacak bu ev :)) Hem daha bugün 2012′ nin ilk günü, değil mi? *-* Kaç yıl üst üste hep akrabalarla, arkadaşlarla beraber olduğumuz senenin son gününü bu kez eşimle baş başa geçirdik… “Kimse çağırmadı bizi” dermişim :p :)) Dışarıda yemek yedikten sonra eve geçerken atıştırmalık birşeyler aldık ve yılbaşı gecesinde ne yerseniz, sıfır kalori olduğunu öğrenince :)) tüm zararlı yiyeceklere izin vererek; kâh televizyon, kâh bilgisayar karşısında, tabii ki yılbaşı ışıkları eşliğinde karşıladık yeni yılı *-* Hatta sene boyunca ışığım hiç sönmesin diye başıma şu ışık saçan fiyonklu tacımı taktım tam da yeni yıla girdiğimiz esnada – neye inanırsan o olur, değil mi? ;) Ev hâli ile “Merhaba” dediğimiz bu senenin güzellikler getirmesi dileği ile ilk günü bitirdik bile… Şimdi,…

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme