Maksat Muhabbet Olsun # 2

Aslında arayı bu kadar çok açma niyetinde değildim… Lâkin bazen bir nokta koyunca insan, ardından gelecek cümleleri kuramıyor; hele de zaman geçtikçe… Burası benim çocukluk arkadaşım gibi oldu… Bundan 4 sene önce yine bir Ramazan ayında başlamıştım yazmaya; o gün bugündür tilki – kürkçü dükkanı misali döner, dolaşır, soluğu yine burda alırım :) Hayatımda yaptığım en iyi şeylerden biridir blog yazmak; “iyi ki” lerimin belki de en başıdır diyebilirim. Her ne kadar son zamanlarda satırlara yansımam eş zamanlı ol(a)masa da hep buralardayım ben…

Sanırım akşamları işten eve geldiğimde artık eskisi gibi bilgisayar açmamam, yazmamamdaki en büyük etken. Akıllı telefonlar, tabletler hayatıma girdiğinden beri mobil takılmanın pratikliği daha çok keyif verirken bazı şeyleri de sekteye uğrattı ister istemez… Zira tablet ekranından birkaç cümle yazmak kolay ancak böyle destan yazamıyorsun :)) Eh, bir cümle yazıp blog yazdım demek de benim tarzım değil :)) Bilen bilir…

Bir dönem her gün yazı yazma kıstası koymuştum kendime. Yemek yer gibi bir alışkanlıktı; iyi miydi kötü müydü bilmem… Seviyorum yazmayı, hoş… Aslında çok da zorlanmıyorum ne anlatsam diye. Hiç olmadı, iki zırvalar, güler, oynar, giderim. O ara aklıma bir çocukluk hikayesi gelir mutlaka, araya da onu sıkıştırıveririm :)) Tabii bazen anlattıklarımı birkaç kez daha anlatıp daimi okuyucuların sabrının sınırlarını da zorlayabilirim bir süre sonra :)))) O da ayrı mesele *.*

Ben dolu dolu yazarken kendinden geçenlerdenim. Hatta klavye karşısında koptuğum sıralarda, beni uzaktan izleyen bir eşim var; ki kendisi taklit yapmayı pek sever, her bir hareketimin kopyasını çıkarır bana… :)) Bazen blog yazarken yaptığım abuk hareketlerden, çıkarttığım seslerden oluşan ayrı bir blog açacağını söyler bana :D

* * * * * * * * * * * * *

Instagram‘ dan takip edenler bilirler; geçen hafta bir rahatsızlık geçirdim. Aslında yazamama sebeplerimden birisi de bu şüphesiz. Kafamı kaldıracak mecalim yoktu, ne zamandır bu kadar uzun süre yatar vaziyette takılmamıştım. Çocukluğumdan bu yana bu denli ciddi hastalandığımı da hatırlamıyorum; ki öyle kolay kolay doktora gidip rapor alıp evde dinlenen biri de değilimdir. Tüm suçlunun bir tabak ıspanak yemeği olduğunu da itiraf edeyim yeri gelmişken; ufak çaplı bir gıda zehirlenmesi olduğunu bilin ve siz siz olun, sakın sakın pişmiş ıspanak yemeğini ikinci – üçüncü gün ısıtıp yemeyin – çok tehlikeliymiş. Yaşayarak öğrendim; pişirildiği gibi tüketilmesi gerekiyormuş. Gerçi ben günlerce süren mide bulantısı – kusmalardan sonra tekrar ıspanak yer miyim; orası muamma :)

Gerçi her şerde vardır bir hayır derler ya; benimkisi de o hesap oldu. Doktora gitmişken yapılan kan testlerinden hala kansızlığımın revaçta olduğunu öğrendim. Benim gibi hap yutma fobisi olan bir bünyeye doktor demir haplarını bir güzel yazdı; ki ben hala cesaretimi toplayıp kapsülleri yutmaya başlayamadım :)) Bu arada, genelde kansızlık sorunu olan insanlarda halsizlik olur derler ama nedense kendimde pek de enerji azlığı hissetmiyorum ben :) Eğer kansız olan halim buysa, kanlı – canlı halim ne olur, meraklar içerisindeyim :D Belki sırf sonucu görmek için hapları yutmayı deneyebilirim :D

Şaka bir yana, ileride yaşanabilecek sağlık sorunlarına önlem olması için ilaçlara başlamam gerekiyor. Fotoğraflarda gözüktüğü kadar çok da genç olmadığım düşünülürse bir an önce kan durumunu normal seviyeye çekme zorunluluğum söz konusu :)

Bu süreçte daimi olarak yanımda olan eşimin sırf bana moral olsun diye aldığı hediye Samsung Galaxy Note II’ ye de değinmeden geçemeyeceğim; ki çok isteyip mağazalarda kurcaladığım, alıyorum deyip, almaktan vazgeçtiğim teknolojik oyuncağım artık benimle :) Öyle de bakınca daha mı önce hasta olsaydım diye düşünmeden edemiyor insan :p :))

* * * * * * * * * * * * *

İşten – güçten fırsat buldukça çarpı işine yine ara ara devam ediyorum. Bu aralar yüzük yastıklarında kullanmak için düğün temalı işlemelerle kafayı bozdum. İşlemeyi bırakırsam eğer dikiş makinesinin başına geçip tamamlayacağım kısmetse :)

Son zamanlarda ETSY dükkanımın ve yurtdışından gelen taleplerin de yönlendirmesiyle daha çok gelin – damat ve düğün teması ile ilgili siparişlerle ilgileniyorum. Zaten vaktim de şimdilik o kadarına yetiyor :) Hatta yetmiyor da, ordan – burdan kırparak birşeyler yapmaya çalışıyorum. Gerek cici bici yastıklar, dekoratif süs eşyaları, gerekse bebeklere yönelik birkaç şey de yapmak istiyorum ama bir gün yapılacaklar listesinde bekliyor onlar… Daha benden malzeme bekleyenlere bile yetişemedim ki :))

Derken çok uzattığımı fark ettim yine… Ve fazlasıyla konuyu dağıtıp toparlayamadığımı… En iyisi bir fotoğrafla kısa bir ara diyeyim; bloglar vasıtasıyla tanıştığımız çok tatlı bir arkadaşımla birkaç hafta önce gezdiğimiz Kuzguncuk sokaklarından… Vakit bulursam daha fazla fotoğrafla gelirim elbet ;)

Kuzguncuk
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

13 yorumlar

  1. Cok gecmis olsun. Instagramdan takip ediyorum aslinda ama gozumden kacmis olsa gerek. Aman kendine dikkat et. Seni hep moralli ve saglikli gormek istiyoruz..

  2. Demet’cim,
    Daha dün gece (artık neredeyse korkarak) “Ne oldu bu kıza ya, hiç sesi çıkmıyo !” diye blogunu karıştırdım ve bu sabah cevabın geldi :)
    Çook geçmiş olsun canım,kan işini hallet lütfen,bilirim uzun soluklu gıcık bi iştir.
    Kuzguncuk fotoğraflarının devamını ve (İstanbul’a gelince benimle Şiir’imin resimlerini de oralarda bol dantel görüntüsü eşliğinde rica ediyorum :)
    Kendine çok iyi bak ve sevgilerimle…

  3. Geçmiş olsun Demetcim!
    Sen hep yaz, bloglarda buluşmanın tadı ayrı ^^

    Sevgiyle, her daim.

  4. [Marked as spam by Antispam Bee | Spam reason: Server IP]
    Geçmiş olsun.. Etsy dükkanınızı bulamıyorum, ismi nedir?

  5. Demetcim ben de sana yorum yapmaya uzun ara verenlerdenim demi..neyse ki diger alanlarda varligimi hissediyorsun.
    Ancak oturup yazini bugun okuyabildim.Bazen hic biseye zaman bulamamak basimizdaki en buyuk sorun. Diyorum ya sen hep yaz..uzun uzun yaz ben bi sekilde okurum.instagramda ben de gercekten de gecmis oldukdan sonra gorenlerdenim rahatsizligini…Bu arada ben ispanak hic sevmem.Daha ne kareler vardir sende ara sira ekle de o guzel gunu hatirlayayim.

  6. Geçmiş olsun. İlk kez duyuyorum ıspanağın böyle bir şey yaptığını… :o
    Bu arada daha geçen hafta bir tanıdığımızın kızında da kansızlık olduğu anlaşılmış ve hap yerine bir iğne kullanacağını duymuştum. Doktorunuzla bunu konuştunuz mu bilmiyorum ama belki bir sorabilirsiniz.
    Galaxy için de hayırlı olsun. Darısı başımıza. :)

  7. feyzan bilgir gürpınar

    Çok geçmiş olsun. en kısa zamanda iyileşin inşallah. sizin gibi insanların kendilerine ekstra dikkat etmesi lazım, çünkü eşiniz ve bizler için iyi olmanız lazım. özel bir insansınız, yetenekli ve renklisiniz. o nedenle bize lazımsınız :)
    bu arada demir ilaçlarının sıvıları var diye biliyorum, yanılıyor olabilir miyim acaba. bir bakın isterseniz.
    telefonunuzu güle güle kullanın.
    sevgilerimle.

  8. Demet

    feyzan bilgir gürpınar; Mesajınız için teşekkürler. Geç dönüyorum, kusura bakmayın. İyiyim şu an. İlaçları da kapsülleri boşaltıp içiyorum :) Bakalım kontrolde ne çıkacak *.*

  9. Demet

    =/=YAVRUTO=/=; Ben de blog daki yorumlara öyle geç dönüyorum ki bu sefer; Instagram, mailler, Facebook… derken devrelerim karıştı :))) Bir ara fotoğrafları tekrar elden geçireceğim. Sen blog da yer almak istemediğinden de senin fotoğrafını paylaşmıyorum bu arada ;)

  10. Demet

    Esra; madebydemet.etsy.com
    Teşekkürler bu arada :)

  11. Demet

    BANU GÜRAY; Banucum, ben seni ve güzel Şiir’ i bekliyorum ;) Ne zaman gelirsen teklifim geçerli. Çok öpüyorum ikinizi de…