Size MİNİK Bir Haberim Var : )

Yine bir kayboldum, pir kayboldum, değil mi? :) Neredeyse ayda bir yazar oldum.. Bu ara Instagram da öyle gerçi; gün aşırı fotoğraf koyar dururdum, şimdi haftada bir ses veriyorum ancak… Olur böyle şeyler diyerek yine kendimi suçlamaya başlamadan gelin, size ufak bir hikaye anlatayım. İçinizde bilenler var konunun nereye bağlanacağını ama olsun, bloğumun benim için yeri her zaman farklı, burada da dursun isterim, sonra dönüp okumak için tekrar yazdıklarımı.. Gerçi geç bile kaldım ya neyse…

Geçen aydı, tarih de 10 Ocak 2015.. Evlilik yıldönümümüzün 5. yılı aynı zamanda. O güne planlar yapmıştık, daha doğrusu yapmıştım. Cumartesi gününe denk geldiği için normalde o gün çalışan eşim izin almıştı. Önce dışarıda güzel bir kahvaltı, sonra Ikea turu – bunu özellikle hobi odama tekrar taşınacak olmamın şerefine bir dolap ya da açık raf sistemi gibi bir şey almak için istiyordum, akşama doğru da bir yemek; ama öyle geçmiş yıllarda yaptığımız gibi lüks bir yere gidip kazık yiyerek değil, daha makul bir bütçede her zaman nerelerde yemek yiyorsak orada…

Burada bir soluklanalım, bir dört sene öncesine gidelim. Sonra konuyu bağlayacağım :)

O zaman da yine Ocak ayıydı, evlendikten bir yıl sonra. Biz mevcut durumumuzu toparlamak için ihtiyaç kredisi çekmiştik; çünkü benim İstanbul’ a taşınmamla oluşan geçmişten gelen bazı borçlar, evlenmek için harcamalarımızla birleşince durum bizi oldukça zorlamaya başlamıştı. Tüm kredi kartları filan hepsini kapatalım deyip bankadan topluca bir meblağ çekmiştik, borç tutarı o kadar gözüme büyük gelmişti ki o zaman, hele bir de ödeme süresini 4 sene yapınca yıkılmış, “Tamam” demiştim, “Ben bu kredi bitene kadar hayatta çocuk yapmam”.

Söylediklerimize dikkat etmek lazımdı değil mi; gerçek olabiliyorlardı. Ben ki; o kadar evren enerjisi, torpili, vs. konularına vaktini ayırıp üzerinde okuyup çalışan insan, bazen nasıl oluyor da ağzımdan çıkanlara hiç dikkat etmiyordum, bilmiyorum :)

Sonra işte bu sene geldi; Ocak ayı, hani şu evlilik yıldönümüzün olduğu gün. Aynı zamanda bizim de kredinin son taksitini ödeyip derin bir nefes alacağımız, benim peşi sıra yeni alınacaklar listesi yapacağım dönem :)) Yeni yıla girdiğimizden beri de ağzımda hep aynı replik; “Ayy ben dört yıl önce böyle bir şey söylemiştim, şimdi pat diye hamile kalırmışım, ne komik olur”. Oysa bir çocuk fikri henüz listemde dahi yok; ben iş sebebiyle sürekli öteliyorum, eşim çok istiyor ama ben bir türlü kendimi hazır hissedemiyorum, evet, yaşım da geçiyor hafiften ama olsun, ileride yaparız bir ara mantığında ilerliyorum.

Ehhh, sen misin o kadar öteleyen… Sen misin önce kredi ödemesini bitirip, sonra çocuk yapacağını söyleyen… O gün dilek kapıları mı açıktı benim için; yoksa ağzımdan çıkan cümleleri kelimesi kelimesine kaydeden bir cihaz mı var, bilmiyorum ama ben ne dilediysem – farkında olarak ya da olmayarak – birebir yaşıyorum hepsini. Bebeğin kendi isteyince de gelmesini, en doğru zamanı onun bildiğini söylediğimi de hatırlıyorum :)

İşte evlilik yıldönümümüzün olduğu gün… Bir yandan sancılar içinde regl olmayı bekliyor, bir yandan 3 gün geçti, 5 gün geçti diye hesap yapıyorum. Eşim de şakacı bir insandır; hamile olmama ihtimal bile vermediği için – çünkü benim geçmişte bu tarz macera listem biraz kabarık – diyor ki bana; “Hadi yap şu testi de bana evlilik yıldönümü hediyesi ver”. Aslında niyeti sadece benim kafamı rahatlatmak, yani hamile olmadığımı görüp kafamdaki soru işaretlerini ortadan kaldırmak, ama nereden bilebilir ki aslında geyiğine gidip eczaneden aldığı test hayatımızın bir dönüm noktası :))

O sabah ikimiz de erkenden uyandık, sanki bir haber alacağımızı biliyor gibi. Eşim hemen gidip testi alıp geldi, masanın üzerine bıraktı. Her ne kadar beklentisi sıfır olsa da başımda bekleyeceğini bildiğim için “Ben sonra yaparım” dedim, “Biraz daha uyuyacağım”. Yalan tabii ki, uyku filan yok, bir yandan dürtüyorlar beni, bir yandan da korkuyorum ya çift çizgi çıkarsa, ne yaparım, hazır mıyım ki; en iyisi bir yarım saat daha öteleyeyim, ne kadar geç öğrenirsem kar :)))

Neyse, sonra eşimin cep telefonu çaldı, baktım arkadaşı ile muhabbette. Hadi dedim fırsat bu fırsat, bi’ koşu gidip testi yapayım ben. Yakalanmamak için hızlı hızlı hareket ediyorum; ki başıma gelip sürekli ne olduğunu sormasın bana. Testi yaptıktan hemen sonra çift çizgiyi gördüm, o an kalbimin birkaç saniyeliğine hızlı hızlı attığını, sonra diğer yarımın test sonucunun yanlış olabileceğini, sakinleşmem gerektiğini söylediğini hatırlıyorum :) Ama o koridoru nasıl geçip de salona gittiğimi bilmiyorum ben :))) Eşim hala telefonla konuşuyordu, “Telefonu kapatır mısın? Bir şey söyleyeceğim” dedim. O tabii anladı, hatta arkadaşına kapatıyorum demeden kapatmış telefonu – ben farkında değilim :)) “Ben galiba hamileyim” dediğim hayal meyal aklımda – sanki üzerinden çok uzun zaman geçti… Sonra direkt testi uzattım eline. Eşim sevinç çığlıkları ile nereye gideceğini şaşırmış, sağa sola koştururken ben oldukça sakince durmuş, testin yanlış olabileceğini savunuyordum :))

Sonra ne mi oldu? Eşimi tekrar eczaneye gönderdim; bana iki farklı markanın daha gebelik testini almasını söyledim. Ve tam da düşündüğüm gibi; testlerden biri çift çizgi iken, diğeri tek çizgi çıktı, aslında silik çizgi imiş, eşim öyle diyor ama bana göre tek çizgiydi :) Bir türlü hamile olduğumu kabullenemiyordum. En iyisi kan testi yaptırmaktı. O sakinlikle “Pazartesi hallederiz, hadi kahvaltıya gidelim” diye eşim tarafından çok abuk bulunan teklifim reddedilince tabii ki kendimi yarım saat sonra hastanede buldum ve ilk test sonucu burada da doğrulandı; hamileydim, 5 haftalık :)

Tabii, burada hop oldu, bitti gibi anlatıyorum ama hastanede kan verdikten sonra sonucu iki – üç saat sonra öğrenebileceğimizi söylediklerinde nasıl zaman geçirdik, orayı siz hayal edin :) Ben çok aç olduğumu söyleyip kahvaltı yapmak istedim ortamdan kurtulmak için :)) Eşime kalsak hastanede beklerdik :) Onun bu denli heyecanlı olmasından mı bilmiyorum, benim üzerimde kendime hiç yakıştıramadığım bir sükunet vardı :))) Gerçi benim beklenmedik olayları sindirene kadar pek tepki vermeme huyum da var :) Yani anladığınız o gün kabullenememe safhasındaydım, hatta bir yakınımız 10. çocuğunu doğuracak kadar sakin bulmuştu da beni, çok gülmüştüm :))) Hatta o kadar sakindim ki; Ikea’ ya gidip alışveriş bile yaptım o gün :)) Plan yapmıştım sonuçta, öyle ya da böyle bozulmasına izin veremezdim, değil mi? :))) Hoş, alacağım dolabı bir türlü beğenemeyip tarihin eli en boş Ikea alışverişini yapsam da şimdi şimdi anlıyorum ki; benim o günkü olayım tamamen psikolojikti :)) Hatta eşime “İleride çocuğuna annesinin bir alışveriş canavarı olduğunu, bu durumda bile Ikea’ ya gitmekten vazgeçmediğini söylersin” demiştim :)))

Gel zaman, git zaman, 9. haftamın içindeyim şu an. Bu süreçte iki doktor kontrolüm oldu. Tabii günü gününe yazmadığım için pek çok detay yok aklımda. En baştan yazmak isterdim, benim kafamın dağılmış olması, beklemediğim bir şekilde kendimi bir anne adayı olarak bulmam, vs. derken ancak gelebildim olan biteni anlatmaya.

İlk kontrolümüzde doktor gebeliğin normal gözüktüğünü, ancak henüz çok yeni olduğu için erken konuşmamak gerektiğini, bebeğin kalp atışını duymadan beni hamile kabul etmediğini söyledi. Bize iki hafta sonrası için randevu verdiğinde o bekleyiş gerçekten çok sıkıcıydı. Gidip gidip internetten araştırmalar yapıp kendi kendime kurup korktum durdum. İkinci randevu günü geldiğinde o kadar gerilmişim ki önce tansiyonumu ölçtüler, yüksek çıktı. Sonra doktor bize bebeğin kalp atışlarını dinletti; önce anlamadım, “Bu onun kalp atışları mı?” diye sordum, konuya hala o kadar uzaktım ki sanki olayları yaşayan ben değilim de başrolde farklı biri var, ben onu seyrediyor gibiydim. Doktor bebeğin şu an olması gerektiği yerde, olması gerektiği gibi durduğunu, her şeyin yolunda olduğunu söyleyince de biraz önce yüksek çıkan tansiyon değerlerim normale döndü birden :) Tabii bu süreçte kandaki demir eksikliği için doktorun verdiği hap ve benim hap yutamama fobimle mücadeleme hiiiç değinmeyeceğim :)))

Bu Çarşamba için farklı bir doktordan yeni bir randevu aldım. Açıkçası hazırlıksız yakalanınca, hemen doktor bulmak şart oldu ve ben kafama yatan, cebimize uygun bir hastane – doktor bulana kadar da bir süre dolaşacağım gibi… Umuyorum bu hafta gideceğim doktor henüz yolun başındayken yaklaşımı ile beni tatmin eder de daha fazla uğraşmak zorunda kalmam. Aslında ilk doktorum ile de sıkıntım yok ama hastanenin muayene ücreti ve doğum fiyatları o kadar yüksek ki yolun sonunu orda görmeye bizim cüzdan dayanmayacağı için zaman harcamak istemedim orada, ne kadar erken aradığım doktorum ile başlarsam kar :)

Evet, işte bizim gündemimizdeki konular aniden değişti. Hobi, dikiş, nakış derken şimdi de bebek oldu odak noktamız; heyecan, mutluluk, kaygı ile dolu günler :) Bir süredir de kendimi bu konuyu araştırmaya adadığım için hiçbir yerde kafamı kaldırıp da pek ses veresim gelmedi. Ama iyiyim, çok şükür; şu ana kadar şanslıyım ki, tüm hamilelik belirtilerini yaşamamakla beraber biraz az okuyup, az endişelenmeyi başarsam daha iyi olacak diyorum :)

Bakalım bizi nasıl günler bekliyor… İnşallah sürpriz bir şekilde başlayan hamilelik serüvenim sağlıkla devam eder de ara ara buradan güzel haberler paylaşmaya devam ederim. Şimdilerde henüz pek bir şey hissedemesem de hayal kurmaya çoktaaan başladım; neler alırım, nasıl fotoğraflarını çekerim, adı ne olsa, bana benzer mi, saçları kıvırcık olur mu, vs. :)) Zaten ıvır zıvırla oynamayı çok seven biriydim; şimdi pusuda cinsiyetini öğreneceğim günü bekliyorum sabırsızlıkla, sonra beni tutabilene aşkolsun :)))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

15 yorumlar

  1. Hayirli olsun Demetttttttt ;) Allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin :)

  2. benimrenklikecelerim

    ne güzel bir haber..Allah kucağınıza sağlıkla almayı nasip etsin.hayırlı olsun..

  3. alışveriş ve Oyun arkadaşın geliyor :)
    tebrik ederim sizi.. inşallah keyifle gelir keyifle büyütürsünüz yavruyu..
    :)

  4. Demet

    Beyza Aydın Başer; Çok teşekkür ederim :) Aynen dediğiniz gibi olmuş :))

  5. Demet

    sevda; Amiiin.. Çok teşekkürler, inşallah :)

  6. Demet

    benimrenklikecelerim; Teşekkür ederim, inşallah :)

  7. Demet

    love and smile; Ay evet :) Çok teşekkürler, inşallah :)

  8. Demet

    benden bizden; Teşekkür ederim, inşallah :)

  9. Demet hanim, Allah elinize almayı nasip eder inşallah evladinizi. Evlat sahibi olmak çok güzel bir duygu ama hamile olmakta çok güzel. Allah dileyen isteyen herkese nasip eder inşallah evladı. Mutluluklar.

  10. Demet

    Nur…; Nur Hanım çok teşekkür ederim, inşallah nasip olur o günler de.

  11. Çok tebrik ederim, hayırlı olsun, sağlıkla gelsin inşaAllah :) Bende eşime birinci yıl evlilik yıldönümü hediyesi olarak söylemiştim hamile olduğumu, ben şuan 22. haftadayım. ne maceralar atlattık :) Allah tüm hamilelerin yardımcısı olsun. Kaygıyı bi yana bırakın ve keyif almaya bakın derim :)
    Sevgiler.

  12. adınıza çok sevindim Allah kucağınıza almayı nasip etsin. bende şuan 20 haftalık hamileyim. siz birde tekme atmaya başlayınca görün derim :) bu arada bence kızınız olacak öyle hissettim.

  13. Ne mutlu oldum. O heyecanın ben yaşadım resmen :) Sanırım aynı konu ve nedenlerde ben de büyük konuştum bakalım ne olur sonucu :) Minik köstebek için hazırlıklarını merakla bekliyorum :)

Gezinme