Ekim 2012

8 Yazılar Ana sayfaya dön
Aylık yazılar gösteriliyor Ekim 2012

Doğadan…

Bayramın birinci günü Adapazarı’ ndaydık. Aşağıdaki fotoğraflar da eşimin akrabalarını ziyaret ederken bulduğumuz boşlukta benim doğa ile bütünleşmemin birer kanıtıdır :) Sondan iki kare de bayramlık ben oluyorum ucundan azıcık – arkalardan yerleri süpüren eteğimle tüm Sakarya’ yı temizleyip İstanbul’ a döndüm o günün akşamında :) Rahatlığımdan taviz vermememin hazin sonu diyelim ya da biz buna – bakınız ayakkabılar :))

Çocuklar Gibi Şendik : )

Bu tatilde birbirinden tatlı üç minik model eşlik etti fotoğraf makinemle bana… Bizim için giyindiler, süslendiler, püslendiler… Gerçi arada fotoğraf çektirdiklerini unutup kendilerini oyuna kaptırdılar ama olsun… Ben çokça peşlerinden koşup onları yakalamaya çalıştım; o kıpır kıpır hallerinde çok kolay olmasa da o eğlenceli anların çoğunu fotoğraf albümümüze ekleyebildik :)

Siyahlar İçinde

Bayram tatili bitti ve koca tatil boyunca TTNET’ in çözümleyemediği sorun sebebi ile bilgisayarımdan internet bağlantım sıfırlandı. Şu an da interneti yavaş-mavaş mobil bağlantım üzerinden çekerek bu yazıyı giriyorum. İnternetimin de ne zaman geleceği meçhul olmakla beraber tüm planlarımı altüst eden sevgili internet sağlayıcıma da buradan teşekkürlerimi sunmadan edemiyorum! Neyse.. Bu tatil bol bol fotoğraf çektim – çekindim :) Önce dikiş projelerimde astar olarak kullanmayı planlayarak aldığım siyah penye kumaşın fotoğrafta fon olarak kullanılmasıyla elde ettiğimiz sonucu paylaşmak istiyorum *-* Sağdan soldan kumaşı duvara bantlayarak her ne kadar görüntü kirliliği yaratsak da, “Aman bu kumaş duvarda fazla asılı kalmayacak” diye panikleyip dursak da ben buna dikiş ve fotoğraf aşkının birbirine olan sonsuz desteği diyorum :) Hem arka planda ne olduğunu ben söylemesem bilemezdiniz zaten, değil mi? ;) Ve atlamadan, kullanılan tüm aksesuarlar H&M yeni sezon olup, sadece birşeye bakacağım diye mağazaya girip eşimin bakışlarıma dayanamayarak aldığı hediyelerdir – sağolsun *-*…

Saç Mevzuusu

Bugün öğle arası yolda yürürken aniden saçlarımdan sıkıldım… Sıkılmak kelimesi bir kez düşmüştü ya aklıma, imkanı yok rahat ettirmezdi bana o dakikadan sonra… Ben adım attıkça sağımdan – solumdan dolanan saçlara iyice hallenmişken hele… “Hemen bu akşam kuaföre gidilecek” dedim kendi kendime. Aslında saçlarımı kestirmeyi istiyordum da birkaç ay sonraya ötelemiştim, isteyip istemediğimden emin değildim sanırım, belki de uzatmaya devam ederdim, bilmiyorum… Yalnız son zamanlarda mevsim değişikliğinden midir nedir, saçlarım da dökülmeye başlamıştı… Zaten tarakla saçlarımı açmak işkence halini aldığında benim sarmaşıkları biraz budatmam gerekiyor :) En son kuaföre saç kesimi için geçen yıl Ağustos ayında gitmişim, bakınız burda yazmışım Rapunzel’ in kıvırcık çakması mıyım diye :)) Ani bir karar ve ani bir hareketle; nasıl oldu bilmiyorum; saç modelimde kendimce radikal bir değişiklik yaptım. Bir kere daha önce hiç saçlarımı kesmemiş bir kuaföre bunu yaptırttığım için kendimi ayakta mı alkışlamalıyım bilmiyorum ama ne zamandır denemek istediğim, eşimin “Sana yakışmaz” diyerek…

Cath Kidston Desenli Çerçeve

Geçenlerde Cath Kidston sitesindeki duvar kağıtları dikkatimi çekmişti… Dikiş kitabını alınca herbirşeyini araştırır oldum zaten :) Floral desenli bu duvar kağıtları o kadar hoşuma gitti ki; tabletime, bilgisayarıma arka plan yapmak yetmedi, gidip özalitçide kalın bir kağıda desenleri bastırıp yeni yıldan kalma çerçevemin içine kondurdum. Oldukça basit, maliyeti düşük bir çalışmayla evime farklı bir hava geldi… Üstelik çok da içime sindi, çerçeve bu haliyle beni uzun süre götürür sanıyorum :) Şimdi kalan diğer desenli kağıtlardan ne yapsam fikri dönüp dolanıyor zihnimde… Bakalım, ne olacaklar… Başlarına bir iş gelmeden hale yola koysaydım :)

Yıldız Parkı’ nda…

Bir zamanlar kendi düğün fotoğraflarımın çekildiği Yıldız Parkı’ nda şimdilerde birilerinin benim objektifimin karşısında olması… İşte bu fotoğrafların kısa özeti budur :) Ve fotoğraflara geçmeden kısa bir not: Kompozisyon uğruna en pis yerlere girip, tepeler aşan, yerlerde yuvarlanan, toza – toprağa bulanan ve tüm bunlara rağmen gülümsemesinden hiçbirşey kaybetmeyen, “Aman üstüm – başım kirlendi” demeden eğlencesine eğlence katabilen insanlara bayılıyorum :) Hem zaten en güzel kareler de o doğallık, rahatlıkta yakalanmıyor mu? Haksız mıyım şimdi? ;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Gezinme