Allah’ ın Emri, Peygamberin Kavli…

Dediler ve görümcemi istediler :)

billur_ferhat

Madem o kadar boncuk hibe ettiler, naz yapmayalım dedim ben de kendimce :p :))

Hoş, kız isteme esnasında odada bile değildim ki… En kritik dakikalarda mutfakta fincanlarla boğuşuyordum :)) Anlayacağınız, kaçırdım yani en can alıcı noktayı…

Önceden söyleselerdi ya, kahve gelmeden söze başlamayacaklarını… Bizim bildiğimiz önce kız istenir, eğer ki kız tarafından olumlu yanıt alınırsa ardından kahveler içilir. Ama gecikmeli de olsa öğrendik ki; onların adetlerine göre erkek tarafı söze kahve gelmeden başlamazmış.

Nereden bilelim biz :) Bilsek bekletir miydik o fincanların içini boş boş :)) Kızcağızın kısmetine engel olacakmışız da haberimiz yok :))

Neyse ki daha fazla gecikme olmadan uzlaşma sağlandı da; görümcem kazasız belasız evlilik yolunda ilk adımını attı… Dilerim bundan sonra herşey gönüllerince olur, her daim mutlu-mesut bir yuvanın kapısını açarlar güle oynaya…

Yalnız bir kez daha anladım ki; bu tip durumlarda başrol oynamak oldukça stresli. Köşede izleyici olmak tadından yenmiyor da elinde tepsi ile fıldır fıldır ortalarda dolanmak… Yook yoook, bir daha almayayım :)

Gerçi ben şanslıydım canım *-* Bana kahve taşımak da nasip olmamıştı… Kız isteme – söz – nişan derken ortaya üçü bir arada yapınca kahveyi kim taşıdı, yüzükler ne zaman takıldı; hiçbirşey anlamamıştım ben :) Şehirler arası mesafeden dolayı zorunluluktan öyle yapmıştık bir bakıma ama iyi ki de öyle olmuş… Gereksiz stres, masraf hepsi… Birbirini yıllardır tanıyan bir çift için kız isteme merasimi biraz büyüklerin gönlü olsun diye oluyor zaten. Hani derler ya, adet yerini bulsun :)

Düğün-dernek mevzuları konusunda sanırım hiçbirşey istemeyen bir gelin olarak erkek tarafını çok mutlu etmişimdir ben :) Çünkü ne kına gecesi, ne düğün; hiçbirini istemedim. Şaka gibiyim, değil mi?? :)) Kına yerine ufak bir eğlence organize edilmişti; kurtlarını dökmek isteyenlerin içinde kalmasın diye :) Düğün de bana pek bir anlamsız, aşırı formaliteler zinciri geldiğinden yalvar yakar eşimi ikna edip, nikah sonrası arkadaşlarla müzikli bir ortamda organize ettiğimiz bir yemekle nokta koymuştuk evlilik seramonisine…

Hani o zamanlar bana ileride pişman olup elime kına yaktırmadığım, düğünümde göbek atmadığım için üzüleceğimi söyleyen büyüklerim de ne yazık ki haklı çıkamadı. Şimdi olsa yine aynı şeyi yapardım :) Zevk, tercih meselesi tabii, onlar da nereden bilsinler öyle “uyuz” bir gelinim ben :p :))

Bak, nereden nereye geldim yine… Bir kız isteme mevzusundan kendi evlilik hikayemin içine gömüldüm :) Uzun sözün kısası; zor işler bunlar, aynı zamanda da keyifli… Tadını çıkarmak o an için pek mümkün olmasa da eğer ki bu işlerle haşır neşir arkadaşlarım varsa tavsiyem; hiçbirşeye moral bozmayın; herşey gelip geçiyor, sonra o zor anlar gün geliyor, sizin bir numaralı kahkaha makineniz oluveriyor ;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

6 yorumlar

  1. Demet

    ruşen; İyi dileklerin için teşekkürler Ruşen’ cim.

  2. Ohhh!Rabbim tamamına erdirsin bakalım.Utandırmasın.Nasıl da mutlu mutlu gözler.Ne güzel heyecanlardı değil mi?İnsan özlüyor o telaşlı iki ayak bir papuçta olan günleri:)

  3. Demet

    Sihirli Kokosh; Güzel dileklerin için teşekkürler canım :) Bizim o günler mazide kaldı, artık hatırlar, hatırlar, güleriz *-*

Gezinme